Kaybolmaya yüz tutmuş bir kültür varlığımız. . .
Ankara Keçisi
Adnan BALCI
Ziraat Yük. Müh.

Yurdumuza 13. yüzyılda Hazar Denizinin doğu bölgesinden getirilen Ankara Keçisi, bugün tüm dünyada başkentimizin adı ile anılan kültür varlığımız niteliğinde bir hayvandır. 18. yüzyıl sonuna kadar köylümüzün önemli bir gelir kaynağı olmuş, 16. yüzyıldan itibaren ABD, Arjantin ve Güney Afrika Birliğine götürülerek üretimine başlanmıştır.

Bu ülkeler bugün pazar payının tamamına yakınını ellerine geçirmişlerdir. Ülkemiz 19. yüzyılda bu sahada rakipsiz durumda ve Ankara yöresinde sadece 1355 adet tiftik tezgahı bulunmakta, üretilen tiftikler yurtdışına satılarak önemli gelir elde ediilmekte idi.

Keçi sayısındaki düşüşe paralel olarak 1980 yılında 6 bin ton doayında olan tiftik üretimi, 1997 yılında 690 tona kadar gerilemiştir. Keçi varlığı da  1980 yılında 3,6 milyon iken 2000 yılında 400 binin altına düşmüştür.

Et ve süt verimi düşük olan Ankara Keçisi’nin en önemli verimi yapağısı, yani tiftiğidir. Bu öneminden dolayı çoğunlukla Ankara Keçisi olarak değil de ‘tiftik keçisi’ olarak anılmaktadır.

Damızlık seçimi: Damızlık seçiminde tiftik verimine ve tiftik kalitesine bakılır. İyi kalitede tiftiği olan, verimi yüksek olan hayvanlar seçilir. Bu da keçi 6 aylık olmadan belli olmaz. öyle ise 6 aylıktan küçükler damızlığa ayrılmaz. Damızlık olarak ayrılan keçiler 6-7 yaşına kadar damızlık olarak kullanılabilir.

Damızlığa ayrılan keçinin tiftiği parlak, sıklığı fazla, lüleleri kıvrımlı ve uzun olmalıdır. Hayvanın karın altı ve bacakları da tiftik ile kaplı olmalıdır. Tiftik arasında renkli ve bozuk kıllar bulunmamalıdır.

Damızlık olarak kullanılacak tekeler genç olmalıdır. Hastalıklı olmamalı, hareketli, canlı bir hayvan olmalıdır. Her iki testis aşağı inmiş, bir hizada ve benzer irilikte olmalıdır. Tiftiği kaliteli ve fazla olmalıdır. Böyle bir teke 8-10 yaşına kadar damızlıkta kullanılabilir.

Üreme ve gebelik: Ankara keçilerinin çiftleşme mevsimi Orta Anadolu’da ekim- kasım aylarıdır. Gelişmiş, ergin keçiler sıfata verilir. Ankara Keçisi geç gelişir. 1,5-2 yaşında ergin çağa ulaşır. Bu nedenle 1,5-2 yaşında sıfata verilir. Bir teke tabii aşımda 20-25 anaç keçiye verilir. Suni tohumlama da yapılabilir. Bu çok verimli ve sağlıklı bir yoldur.

Gebelik süresi 147-154 gündür. Gebelere kaliteli kuru ot, kuru yonca ve kesif yem verilmelidir. Gebe keçiler doğuma yakın sürüden ayrılmalı, sıcak (18-20 derece) ve aydınlık bölmelere konulmalıdır. Doğan oğlağın ağzı, burnu temizlenmeli ve anası tarafından yalanarak kuruması sağlanmalıdır. Yavru zarları 1-2 saat içinde atılır. Son veya eş dediğimiz bu zarlar hemen gömülüp, yok edilmelidir.

Beslenmesi: Yeni doğan oğlak normalde 1 saat içinde anasını emmeye başlar. Emmez ise yardım edilmelidir. Oğlaklar 80-90 gün kadar analarını emebilirler. Ancak 3-4 haftalık olunca oğlaklara kaliteli kuru ot, kuru yonca verilmeli, koklayarak tanıması sağlanarak yavaş yavaş yemeye alıştırılmalıdır. Keçilere günde 2 defa yem verilir. Barınak içerisinde de içilebilecek nitelikte temiz su daima hazır bulunmalıdır.

Keçi beslenmesinde kaba yem olarak; kuru ot, kuru yonca, yulaf ve arpa samanı verilebilir. Kesif yem olarak verilecek karışımda ise değişik oranlarda arpa, yulaf, mısır, ayçiçeği veya pamuk tohumu küspesi, vitamin+ mineral ve tuz bulunmalıdır. Yemler otluk ilaveli yemliklerde verilirse, ot ve yem kaybı olmaz. Keçiler yazın merada beslenirler, masrafları azalmış olur. Meranın değişik bölgelerinde içilebilecek nitelikte temiz suyun bulunması gerekir. Ayrıca yaz mevsiminde sıcaklığın yüksek olduğu saatlerde hayvanın serinlenmesi için sundurma ve gölgeliklerin de bulunması gerekir. Çünkü güneş ışınları tiftik kalitesini ve rengini bozmaktadır.

Meralarda ilkbaharda ve sonbaharda sabah saatlerinde kırağı olabileceğinden meralara dikkat edilmeli, keçiler kırağı kalktıktan sonra meraya salınmalıdır.

Tiftik Üretimi: Tiftik Ankara Keçisi’nin en önemli ürünüdür. Keçiler yılda 1 defa nisan-mayıs aylarında kırkılırlar. kırkımın gecikmesi tiftik ziyanına, kalitesinin bozulmasına neden olur. Kırkım esnasında yaralanan hayvanların yaralarına tentürdiyot veya yara merhemleri sürülür. Kırkılan gömleğin parçalanmadan, bütün olarak çıkarılması gerekir. Bir keçiden yılda 1,5-2 kg. tiftik alınır. Kırkılan tiftikler teke, keçi, çebiç tiftiği olarak ayrı ayrı depolanır.

Yurdumuzda üretilen tiftiğin çoğunu ihraç etmekteyiz. İhracat ham tiftik veya yarı işlenmiş olarak yapılmaktadır. Tiftik ülkemizde dokuma sanayiinde; halı, battaniye ve turistik eşya yapımında kullanılmaktadır.

Ankara Keçisi’ne sahip çıkmak ve üretimi artırmak için;

öz varlığımız ve milli değerimiz olan Ankara Keçisi üretimini artırmak gerekmektedir. Bunun için de;

* Üretilecek tiftiğin değer fiyatına satılması garanti edilmelidir.

* Tiftik pazarlamasında problemlerin çözümü için Tifftik- Birlik aktif hale getirilmelidir. Bu birlik üreticilere destek vererek, üretim teşvik edilmelidir.

* Sanayinin talebi doğrultusunda tiftik üretimi yapılarak, tiftik standardı oluşturulmalı ve bu yönde yapılan ve yapılacak araştırmalara teşvik ve destek verilmelidir.

Ülkemizde devlet eliyle Ankara Keçisi üretimi Anadolu Tarım İşletmesinde ve Lalahan Hayvancılık Araştırma Enstitisünde yapılmaktadır. Bu işletmelerde bulunan gen kaynakları mali yönden desteklenip, teşvik edilmeleri halinde nüve işletmesi olarak kullanıp, yetiştiriciye damızlık vermeleri sağlanmalıdır.

Facebook'ta Yayınla>
Soru / Yorum Eklemek İçin Tıklayınız
..:: Sorular / Yorumlar ::..
Yazan : Haydar COSKUN
Yazılış Tarihi : 24.05.2014 19:31:48
  Sayin Adnan BALCI Bey emek verip ilgilenenleri aydinlattiginiz icin tesekkur ederim,benim merak ettigim bu irk Turkiye de hangi bolgelerde verimli yetistirilebilir ayrica kullanim alanlari icinde ozellikle triko giysi yokmudur tekrar tesekkur ederim
Cevap vermek için tıklayınız...
------------------------

Soru veya Yorum Eklemek için Tıklayınız



Bu konuyla ilgili tüm soru ve yorumlar girmek için tıklayınız.



Ne? nedir? Nasıldır? Nasıl yapılır? Ne zaman yapılır?
Copyright - Tarım Kütüphanesi - 2007