İç Anadolu Bölgesi topraklarındaki çinko noksanlığının bitki besleme ve insan sağlığına etkileri
Dr.Ahmet YILMAZ
Ziraat Yük.Müh

Türkiye genelinde yapılan bir çalışma, tarım topraklarımızın %50’sinde (14 milyon ha) Zn noksanlığının bulunduğunu göstermektedir. Bu alanın büyük bir bölümünü ise Orta Anadolu bölgesi teşkil etmektedir. Nitekim bu bölgede yapılan bir çalışmada toprak örneklerinin %92’sinde yarayışlı çinko miktarı kritik seviye olarak kabul edilen 0.5 mg kg-1 KM’ ın altında bulunmuştur. Aynı çalışmada bölgeden toplanan buğday yaprak örneklerinin %80’inin sağlıklı bir bitkide olması gereken 15-20 mg kg-1 KM altında (10 mg dolayında) çinko içeriğine sahip oldukları belirlenmiştir.

Bitkilerin sağlıklı beslenebilmeleri için ihtiyaç duydukları Zn miktarı oldukça azdır. Bir kg kuru maddesinde 20 mg Zn olan bitkilerin verimlerinde herhangi bir azalma olmadığı halde bu oranın 10 mg’ın altına düşmesi halinde verimde anormal azalmaların olduğu tespit edilmiştir.

Topraklarımızda görülen çinko eksikliği, bitkisel üretimimizin azalması yanında besin kalitesinden insan ve hayvan sağlığının olumsuz etkilenmesine kadar bir dizi problemle karşılaşmamıza neden olmaktadır.

Ülkemizde, özellikle Orta Anadolu bölgesinde görülen çinko noksanlığı ile ilgili çalışmalara 1990’lı yılların başında, Eskişehir Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü (ATAE) ve Konya Bahri Dağdaş Milletlerarası Kışlık Hububat Araştırma Merkezi’nde (BD. MİKHAM) başlatılan küçük çaplı projelerle başlanmıştır. Takip eden yıllarda Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi ve BD. MİKHAM ve ATAE tarafından ortaklaşa yürütülen ve NATO Science for Stability (SFS) projesi ile desteklenen ve değişik lokasyonlara kurulan denemeler yürütülmüştür.

Yürütülen bu araştırma sonuçlarına göre Zn noksanlığının verim üzerine olan etkisi topraktaki nemin yeterli olmasına ve bazı toprak özelliklerine bağlı olarak yıllar içerisinde değişiklik göstermektedir. örneğin 1993-1994 yılında Konya merkezde yürütülen denemelerde ortalama verim artışı %69 civarında iken 1994-1995 yılında bu artış ortalama %200’lere yükselmiş, 1995-1996 ekim yılında ortalama %17 olmuş, 1996-1997 yılında ise bu oran %58 olarak gerçekleşmiştir. Orta Anadolu bölgesindeki 4.5 milyon ha hububat üretim alanının sadece %25’inde verimi %25 artırdığımızı kabul ederek yapılacak hesaplamada bile, elde edilecek yaklaşık 150 milyon dolarlık ek gelirin ülke ekonomisine sağlayacağı katkı düşünülecek olursa, konunun önemi daha da artmaktadır.

Farklı toprak gruplarında yetişen bitkilerin çinkoya olan tepkileri farklı olmaktadır. Nitekim bu amaçla Konya kapalı havzasında yer alan kırmızı, kırmızı kahverengi, allüviyal ve hidromorfik allüviyal toprak gruplarında yürüttüğümüz iki yıllık denemeler sonucunda; hidromorfik allüviyal topraklardaki çinko uygulaması verimi % 130-550 arasında artırırken, allüviyal topraklarda bu artış % 80-120, kırmızı ve kırmızı kahverengi topraklarda ise % 30-50 arasında artırmıştır. Dikkate değer bir başka konu ise aynı toprak grubuna girmesine rağmen toprak özelliklerinin yanısıra çevre faktörlerinin etkisi ile çinkoya alınan tepkininde farklı olmasıdır. Yukarıda verilen yüksek rakamlar spekülatif yanılgılara neden olmamalıdır. Her çeşit toprak, çevre ve yılda bu yüksek sonuçlar elde edilecek şeklinde anlaşılmaması gerektiği gibi, %550 verim artışı dekara 200 kg verim alınan bir araziden 1 ton verim alınacak anlamına da gelmemelidir. Bu ifadeler, çinko noksanlığı nedeniyle 30-100 kg gibi oldukça düşük verim alınan veya bu nedenle üzerinde üretim yapılamayan arazilerde çinko uygulaması ile kuruda 150-200 kg, suluda ise 400-500 kg verim alınabildiği anlamına gelmektedir.

40 adet ekmeklik ve makarnalık buğday ve 10 adet değişik arpa hat ve çeşidi kullanılarak 8 tekerrürlü ve 3 yıl tekrarlamalı olarak yürütülen denemeler sonucunda çinko noksanlığına en dayanıklı tahıl türünün çavdar olduğu, bunu dayanıklılık sıralamasına göre tritikale, arpa, ekmeklik buğday, yulaf ve makarnalık buğdayların izlediği tespit edilmiştir. Bir diğer deyişle, makarnalık buğdaylar çinko noksanlığına en hassas tahıl türüdür. Türler arasındaki bu farklılıkların yanı sıra aynı tür içerisinde yer alan farklı çeşitlerinde çinkoya olan cevaplarının farklı olduğu belirlenmiştir. Söz konusu bu farklılığın esas temelini türlerin ve aynı tür içerisinde bazı çeşitlerin topraktaki kullanılamaz haldeki çinkoyu yararlı hale dönüştürmek için toprağa (rizosfere) bazı organik bileşikler (fitosideroforlar) salgılamaları, daha kuvvetli kök sistemine sahip olmaları ve fizyolojik olaylarda mevcut Zn’yi daha etkin kullanabilmeleri gibi faktörler oluşturmaktadır. Bu tür çalışmalara halen devam edilmektedir.

Zn noksanlığı görülen alanlarda en uygun çinko uygulama metodunu tespit etmek amacıyla topraktan, yapraktan ve tohuma yapılan uygulamaların etkinlikleri incelenmiştir. Üç yıl süreli denemeler sonucunda: topraktan yapılan uygulamanın başarılı ve uzun yıllar devam eden bakiye etki nedeniyle de ekonomik uygulama olduğu, tek başına yapılan yaprak uygulamasından istenilen verim artışı sağlanamadığı halde toprak uygulamasına ilave olarak yapılan yaprak uygulamasının hem verimi hemde dane çinko konsantrasyonunu önemli ölçüde yükselttiği tespit edilmiştir. Tek başına yapılan tohum uygulaması verim artışı bakımından istenilen düzeyde başarılı olamazken, bu uygulamaya ilave olarak yapılan yaprak uygulaması kombinasyonu verimi önemli ölçüde artırmıştır. Üç yıl sonucunda denemede yer alan Gerek-79, Bezostaya-1 ve Dağdaş-94 çeşitlerindeki farklı uygulamaların meydana getirdiği ortalama verim artışları; toprak uygulamasında % 59, tohum uygulamasında % 50, yaprak uygulamasında % 37, toprak+yaprak uygulamasında % 64, tohum+yaprak uygulamasında ise % 61 olmuştur.

Toprak uygulamalarında dekara, içerisinde %23 Zn bulunan 10 kg ZnSO4.7H2O eritilerek pülverizatörle toprak yüzeyine uygulandıktan sonra dönerek toprak işleyen uygun aletlerle (rotatiller, rotavatör v.b.) 10-15 cm derinlikte toprağa, ekim öncesinde karıştırılmıştır. Yaprak uygulaması için ise en uygun dönem hububatın ileri kardeşlenme dönemidir. %0.4 konsantrasyonda hazırlanacak ZnSO4.7H2O tek başına uygulanacağı gibi bu dönemde yapılacak yabancı ot ilaçlarına da karıştırılabilir. Çinko konsantrasyonunda hata yapılmadığı taktirde yabancı ot ilaçları ile yapılan yaprak uygulamalarında bugüne kadar herhangi bir olumsuz etkiye rastlanılmamıştır. 10-15 gün aralıkla yapılacak iki yaprak uygulamasından daha etkin sonuçlar alınmıştır. Tohum uygulamalarında ise %30’luk ZnSO4.7H2O ekim öncesi tohumlara uygulanmıştır.

Facebook'ta Yayınla>
Soru / Yorum Eklemek İçin Tıklayınız
..:: Sorular / Yorumlar ::..
Yazan : ayşe
Yazılış Tarihi : 21.01.2014 22:12:24
  sıvı çinko veya çinko sülfat üreten firmalar var mebor.com.tr de vardı incelemiştim
Cevap vermek için tıklayınız...
Cevaplama Tarihi : 12.12.2014 03:54:43 
Cevaplayan : yunus  
Verilmez ana ciktiktan 1 hafta sonra verin
------------------------
Yazan : Burcu
Yazılış Tarihi : 28.01.2013 20:35:18
  Merhaba, Benim balıkesirin bandırma ilçesinde 150 ağaç zeytinim var. Toprak analizi yaptırdım ve çinko oranı düşük çıktı,çinkoyu yapraktan verdim fakat topraktan nasıl uygulanacağını bilmiyorum,rica etsem beni bilgilendirirmisiniz..

Zaman ayirdiginiz için tesekkürler...
Cevap vermek için tıklayınız...
------------------------
Yazan : salih
Yazılış Tarihi : 5.09.2012 20:05:56
  ben bu çinkoyu nereden satın alabilirim? cevaplarsanız sevinirim.
Cevap vermek için tıklayınız...
Cevaplama Tarihi : 4.11.2013 13:14:57 
Cevaplayan : cem 
hangi bitki oldugu onemli bakirli preparatlar veya Maneb %80 WP 300 gr- Mancozeb %80 WP 250 gr-Captan %50 WP 150 gr
Cevaplama Tarihi : 14.11.2013 11:10:05 
Cevaplayan : kenan 
huwasan+ridomil karıştır yanlız karıştırırken ilk önce birini ilaçlama aletine koyup karıştır daha sonra huwasan ekle...üstten tek kullanım kesin çözüm başka ilaçlarla ya da bakırla uğraşıp para ve zaman kaybetmeyin
------------------------

Soru veya Yorum Eklemek için Tıklayınız



Bu konuyla ilgili tüm soru ve yorumlar girmek için tıklayınız.



Ne? nedir? Nasıldır? Nasıl yapılır? Ne zaman yapılır?
Copyright - Tarım Kütüphanesi - 2007