Balında harman, balığında derman gizli beldemiz
Balcılar Kasabası
Yavuz Çolak
Vet. Sağ. Tek.

Konya’nın güneyde en uç noktası diyebileceğimiz, Taşkent İlçemize bağlı Balcılar Kasabamızdan okuyucumuza gördüklerimizi, yaşadıklarımızı aktarmaya çalışacağız.

Enformasyon biriminde beraber çalıştığım ekip arkadaşım Mustafa öz’ün önerisiyle bu sayımızda beldelerimiz köşesine konuk olan Balcılar, ilimize 165, Taşkent’e 26 km uzaklıkta, son nüfus sayımına göre 9983 kişinin yaşadığı Torosların zirvesinde deyim yerindeyse tam yaşanacak bir Anadolu kasabası.

26 Haziran’da araştırma yapmak ve resimleme çalışmaları için gittiğimiz Balcılar’a yaklaşık 3 saatlik bir yolculuktan sonra ulaştık. Hayli yorucu ve meşakkatli diyebileceğimiz yolculuk esnasında günümüzün hızlı, modern ve onca konfora sahip ulaşım araçlarının bile 2-3 saatte aldığı mesafeyi atalarımız eskiden at sırtında yada yayan- yapıldak kim bilir kaç günde alırlardı diye düşündüm. Yol uzun olsa da manzara güzelse her şeye değer dedirtecek bir yol güzergahında, ovayla irtibatı kopardığınızda Torosların kapısından, yani Dinek Kasabamızdan yeşile dalınca dereleri, tepeleri aşarken yorgunluğu unutur, huzurla dolarsınız. Hasada yaklaşan ekin tarlalarında, bağ- bahçelerde geçim gailesine dalmış insanlar, bölüne bölüne küçülmüş çok parçacıklı tarım alanlarında rızkını kazanma mücadelesi veriyorlar.

Hadim’e doğru yaklaştıkça teraslanmış yamaçlarda kiraz bahçeleri dikkat çekiyor hemen. Yöre insanının makus talihini yenmeye başladığına inanıyoruz ve ümitleniyor, seviniyoruz. O dağların başında bu insanımız neler çekiyor, nasıl geçiniyorlar, gurbette kazanıp, kışın bir kaç ay evinde barkında kalıp, her baharda yeniden yollara düşerken, bugün artık birçoğu kendi işinde aşında, kendi yuvasında kendi kiraz bahçesinde, geleceğe daha umutlu bakıyor artık. Yaradan bu olağanüstü vatanın her köşesine ayrı bir nimet bahşetmiş. Olağanüstü güzellikler vermiş. Yeter ki kıymetini bilelim, çalışalım- üretelim, nimetini de külfetini de beraber paylaşalım. Bölgenin, ülkenin ve bütün Dünya’nın yükselen değeri o nadide meyve kiraz üzerine söylenecek çok söz, yazılacak pek çok konu var. Bölgenin rakım avantajı Dünya’da rakipsiz bir özellik kazandırmış durumda. önderlik edip bölgeye kirazın girişine sebep olana, çalışana, üretene hepimiz minnet borçluyuz.

Yol hikayemiz daha uzun ancak, konuyu uzatmayayım daha fazla. Balcılar’a vasıl olduğumuzda Belediye Başkanımız Sayın Seyit Durmuş’a misafir olup, makamında ziyaret ettik. Aynı zamanda emekli öğretmen olan Sayın Başkan bizi çok samimi karşılayıp, çalışmalarımızın her safhasında bizzat rehberlik etti. Keyifli bir söyleşi yaptık. Balcılar’la ilgili pek çok sorular sorduk. Etraflıca anlattığı kasabası ile ilgili bilgileri notlarımıza ilave ettik. Çok farklı özellikler arz eden Balcılar Kasabasını bir-iki cümlede özetlemem gerekse; yöresinin en büyük kasabası, yine yöresinin en büyük tarım merkezi, arıcılıkta gerek kovan sayısı, gerekse ürettiği balın kalitesiyle rakipsiz lider oluşu, alabalık üretiminde yine yörenin en büyüğü ve önderi olması ile, bir de kirazda yeni bahçe tesisiyle Taşkent’te lokomotif kasaba olmaya en büyük aday dersek, bu kasabayı ifade etmiş oluruz. Çalışkan, üretken, kanaatkar insanların mütevazı bir yaşam sürdüğü bu güzel belde beni çok etkiledi. İnsanlarını tanımak, yeni dostlar edinmek, onları size anlatmak, tanıtmak çok hoş bir duygu. Sayın Başkan Seyit Durmuş hocam, bilgisiyle, kültürüyle, mütevazılığıyla harika bir insan. Misafirperverliğinize, yakın alakanıza sonsuz teşekkürler Sayın Başkanım. Sizleri tanımak ve tanıtmak benim için bir şereftir.

Eski adı Alata olan Balcılar Kasabamız, 1964 yılında köy statüsünden belediyelik statüsüne kavuşan, kuruluşu rivayetlere göre 4-5 yüzyıl öncesine dayanan bir belde. Yazılı kaynak araştırmaları olup, olmadığını araştırdık. 1998 yılında Çukurova Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden Sayın Metin Karabudak tarafından bitirme tezi olarak hazırlanan Balcılar Kasabası Monografisi’ni bulup inceledik. Oldukça kapsamlı bir araştırma yapıp, emek vererek hazırladığı çalışmasıyla birçok geleneği, kültür birikimini yazılı hale getirip, gelecek kuşaklar için ölümsüz bir eser yaratan Sayın Metin Karabudak kardeşimize bu satırlardan minnettarlığımı ifade etmek istiyorum. İnsanların yurdunu, yuvasını, köyünü ihmal edip, ziyaret etmekten bile aciz kaldığı günümüzde böyle çalışmalar yapan insanlara çok ihtiyaç var. Sonsuz teşekkürler Metin Hocam... Eli kalem tutan, kültürüne sahip çıkan, gelenekleri yaşatan daha nice Metin Karabudak’lara ihtiyaç var.

Yeniden konumuza dönelim. Metin Karabudak Hocamın araştırmasından derlediğim kuruluş öyküsüne göre; Osmanlının 16. yüzyıldaki iskan politikasının da etkisiyle Mersin’in Erdemli İlçesine bağlı Alata Köyünden 8 aile buraya yerleşir ve rivayete göre adı buradan gelir. Yerleşen ailelerin boy beyinin adı da Ali Ata’dır. Bir başka rivayete göre de bölgede oturan Bizanslılardan söz edilmekte. Efsaneye göre bölgeden sürülüp, çıkarılan Bizanslılar kaçarken geride bıraktıkları Ala At yada Alatay için hayıflanırlar ve bu isimden esinlenerek, ALATA adıyla 1964 yılına kadar muhtarlıkla idare edilmiş ve belde idari yapılanması ile birlikte adı da BALCILAR olarak tescil edilmiş. Son muhtarlık görevini yürüten Osman Balcı kasabaya kendi soyadının verilmesini sağlamış, muhtemelen de arıcılığı ve balı çok ünlü olduğundan bu isme atıfta bulunulmuştur. Çok yüksek bir rakımda bulunmasına rağmen, Akdeniz ve Orta Anadolu’nun geçiş noktasında bulunması sebebiyle ne ılıman, nede karakteristik karasal iklim hakimiyetinde değildir. Hem Akdeniz hem de İç Anadolu’nun iklim özelliğinin yanında bitki örtüsü de ortak bir yapıya sahiptir. Yaklaşık23 bin dekar tarım arazisi, 2400küçükbaş, 100-150 büyükbaş hayvan varlığına sahip Balcılar’da geçim tarım ve hayvancılık, özellikle meyvecilik olmak üzere, arıcılık, balıkçılık, dışarıda inşaat ve tarım işçiliğini sıralayabiliriz. Hayvancılık eskiden çok revaçta iken bugün sayısal olarak çok gerilemiş ve yayla kültürünü de hemen hemen bitirme noktasına getirmiş. Daha çok yerli ırk olan büyükbaş hayvan varlığının büyük bir bölümü son Kurban Bayramında iyi para etmesinin de etkisiyle neredeyse erimiş. Üretime gelince; hububat, nohut, elma ve kiraz başı çeken ürünler. özellikle meyvecilikte büyük bir atak içinde olan Balcılar’ da bir de bin ton kapasiteli soğuk hava deposu inşaatına başlanmış bile. Belediye Başkanı, soğuk hava deposunu bir yıl içinde bitirip hizmete açmayı planladıklarını söyledi ve gelecekte Balcıların elma ve kirazla beraber anılacağını, arıcılığı, hayvancılığı daha ileri seviyelere taşıyacak çalışmalardan söz etti. “Bugün için ekmeğini dışarıda kazanan, tarım ve inşaat işçiliğinden geçimini sağlayan insanımız için meyvecilik, arıcılık, alabalık üretimi ve hayvancılık konularında altyapıyı daha da geliştirip ileri seviyelere taşıyabilirsek, insanımızı kasabamızda istihdam ederek, doğduğu yerde doyan, mutlu insanlara ulaşmak istiyoruz” diyen Belediye Başkanımızı biz de bu mücadelesinde Allah muvaffak etsin diyoruz.

Yöresinde alabalığın önderi ve en büyüğü olan Balcılar’da bu konu ile ilgili yazacak çok şeyler olduğundan balıkçılığı son bölüme sakladık. Kasabanın her şeyi olan Boğaziçi suyu üzerinde 1994 yılında ilk olarak belediye öncülüğünde 200 bin alabalık kapasiteli dev bir tesis kurulmuş. Uzun yıllar bu konu ile ilgili yatırım ve üretim işleri ile uğraşan belediye, suyun ilkbahar ve yaz dönemi arasındaki debi farkı, işçi istihdamı ve maliyetin yüksekliği gibi sorunların yanında daha birçok tali sebeplerle beklenen katma değer yaratılamamış ve tesis kiraya verilmiş. Beldede bugün 3 işletmede alabalık üretimi devam ediyor. Belediye Başkanı ve Kahramanlar Alabalık Tesisi’nin sahibi Musa Kahraman’dan bu konu ile ilgili üretimden, pazarlamadan, problemler ve beklentilerden uzun uzun konuşup, bilgi aldık. Bugün 3 tesiste toplam 50 bin adet alabalıkla faaliyetin devam ettiğini, bunun normal kapasitenin 1/4’i olduğunu, su kaynağının yazın düşmesi, yem fiyatlarının yüksekliği, “eskiden 1 balık, 1 kg. yem alırken, bugün 2 balık 1 kg yem almıyor” diyen yetkililer, yine de ayakta olduklarını, devletin tarımsal üretim ve hayvancılığa verdiği destek ve teşviklerin balıkçılığa da verileceği umudu içindeler. Biz de bu dilek ve temenniye yürekten destek veriyor, ülkemizin üretenine, çalışanına minnetimizi, saygımızı ifade edecek söz bulamıyorum. “Yolunuz açık, Allah yardımcınız olsun” diyorum. O güzelim alabalık tesislerinin Konya’nın yakınında olmadığına hayıflandım. Balık sevenlere bir öneride bulunarak yazımı noktalıyorum.

Alabalığı Balcılar’da yiyin, oraya gitmeye değecek kadar leziz ve güzel.

Selam ve saygılarımı arz ediyorum Balcılar’ın güzel insanlarına...

Facebook'ta Yayınla>
Soru / Yorum Eklemek İçin Tıklayınız
..:: Sorular / Yorumlar ::..
Henüz yorum eklenmemiştir. Yorum Eklemek için Tıklayınız.
Ne? nedir? Nasıldır? Nasıl yapılır? Ne zaman yapılır?
Copyright - Tarım Kütüphanesi - 2007