TARIMSAL SULAMA

Hazırlayan:İsmail ARAS - Ziraat Yüksek Mühendisi

1-Giriş

Artan dünya nüfusun gıda ihtiyacının karşılanabilmesi için birim alandan elde edilebilecek verimin artırılması gerekmektedir. Tarımda yeni teknolojilerin kullanımı, yüksek verimli tohum veya bitki türlerinin geliştirilmesi, iyi bir toprak işleme ve gübreleme, modern bir mekanizasyon, hastalıkla mücadele ve bilinçli sulama yapılarak birim alandan elde edilebilecek gelir artırılabilir. Son yıllarda aşırı çevre kirliliği sonucu doğal dengenin bozulmasıyla dünyada ve ülkemizde küresel ısınmanın etkileri kuraklık olarak kendini göstermeye başlamıştır. Ülkemizde su kaynaklarının ve yağışların azalması ile oluşan kuraklık tarımsal üretimde sıkıntılar yaratmaktadır. Bu olumsuzluklar, su kaynaklarımızın bilinçli ve ekonomik olarak kullanımını zorunlu kılmaktadır.

Kişi başına düşen yıllık kullanılabilir 1600 m3 lük su miktarı ile su azlığı çeken ülkemizin ekonomik olarak tüketilebilir su potansiyeli 112 milyar m3 tür ve bunun 46 km3’ü tüketilmektedir. Bu miktarın %74’i sulamada, %15’i içme ve kullanma sektöründe %11’u ise endüstride kullanılmaktadır. Tarımsal üretimde suyun bilinçli bir şekilde kullanılması, başta toprak ve su olmak üzere doğal kaynakların sürdürülebilirliğinde etkili olduğu gibi, gelecek nesillerin tarıma dayalı gereksinimlerinin ve gıda güvenliğinin sağlanmasında da önemli bir yere sahiptir.

2030 yılında ekonomik olarak sulanabilir 8,5 milyon hektar arazinin 6,5 milyon hektarının DSİ Genel Müdürlüğü tarafından işletmeye açılması hedeflenmiştir. Geri kalan 1,5 milyon hektar alanın diğer kamu kuruluşları tarafından işletmeye açılması ve 0,5 milyon hektarının ise halk sulamaları kapsamında sulanacağı öngörülmektedir. Bugün ülkemizde sulanan alanların yaklaşık %92’sinde yüzey sulama yöntemleri kullanılmaktadır. Geri kalan kısımda basınçlı sulama yapılmaktadır. Geleneksel (elle boru taşıma) yağmurlama sulaması çiftçiler arasında yaygın olarak uygulanmaktadır ve 200 000 hektarın bu yöntemle sulandığı tahmin edilmektedir. DSİ sulamalarında 90 000 hektardan fazla alan yağmurlama ile 12 000 hektar da damla sulama ile sulanmaktadır.

Sulu tarım alanlarında yaşanacak sorunların önüne geçebilmek, toprak ve su kaynaklarını sürdürülebilir bir şekilde değerlendirebilmek için başta üreticiler olmak üzere suyu kullanan herkesin su tasarrufu sağlamaya yönelik çaba içerisinde bulunması gerekmektedir. Bu amaçla modern sulama yöntemlerinin üreticiler tarafından benimsenmesi, doğru ve etkin bir şekilde kullanılması üzerinde durulması gereken en önemli hususlardan birisidir.

2- Su ve Sulama

Su bitki organizmasında yaşamsal niteliğe sahip temel bir öğedir. Bitkilerin, toprakta eriyik halde bulunan besin maddelerini kökleri vasıtasıyla almaları su ile mümkün olmaktadır. Suyun, bitki besin maddelerini depolayan, köklerden en uçtaki organlara kadar taşınmasını sağlayan işlevleri vardır. Suyun kısıtlı olduğu koşullarda, yukarıda belirtilen işlevlerin yerine getirilmesi mümkün olmayacağından, bitkiler normal gelişmelerini tamamlayamazlar.

Bitkiler gelişimleri için gereken suyu kış yağışları ile toprakta depolanan toprak suyu ve sezon içerisinde gerçekleşen yağışlarla karşılamaktadır. Yağışların düzensiz olduğu ya da kış yağışlarının yetersiz olduğu kurak ve yarı kurak bölgelerde sulama yapılarak bitki su ihtiyacı karşılanabilmektedir. Bu çerçevede sulama, doğal yollarla karşılanamayan suyun toprağa verilmesi olarak tanımlanabilmektedir.

3- Sulama yöntem ve Seçimini Belirleyen Etmenler

Sulamaya açılacak arazilerde sulama yönteminin seçimini esas itibariyle teknik ve ekonomik koşullar belirler. Sulama yöntemlerinin bu koşullar itibariyle birbirlerine göre üstün ve zayıf yönleri vardır. Bütün bu koşullar değerlendirilerek en uygun sulama yönteminin seçilmesi, toprak ve su yönetimi bakımından son derece önemlidir.

Tarımsal sulama ile beklenen optimum verim artışını sağlayabilmek için suyun toprağa en ekonomik ve tekniğine uygun bir şekilde verilmesi esastır. Bunu sağlamak içinde, sulama yapılacak arazinin toprak özellikleri, sulama suyunun miktarı ve kalitesi, topoğrafik durum, arazinin büyüklüğü ve şekli, bitki türü, iklim özellikleri, sulama giderleri bölgenin sosyal ve kültürel durumuna göre sulama yönteminin seçilmesi gerekir. Bu nedenle tarımsal sulamalarda su toprağa değişik yöntem ve sistemlerle verilebilmektedir. Günümüzde daha az sulama suyu, daha ekonomik uygulamalar ile toprakta drenaj ve tuzluluk sorunu yaratmayacak, verim ve kaliteyi artıracak sulama yöntem ve sistemlerin kullanımı her geçen gün artan düzeyde önem kazanmaktadır.

3.1 Toprak Özellikleri

Toprak bünyesi, toprak su tutma kapasitesi, suyun toprağa giriş hızı(infiltrasyon) ve toprak derinliği sulama yöntemi seçiminde en önemli toprak özellikleridir.

Örneğin kaba bünyeli(kumlu) toprakların su tutma kapasitesi düşük buna karşın su alma hızı yüksektir. Bu tür topraklarda suyun toprakta ilerlemesi çok zor olacağından yüzey sulama yöntemleri çoğu zaman uygun olmaz. Bu tip topraklarda yüzey sulama yöntemleri uygulansa bile akış uzunluğu çok kısa olacağından işletim ve diğer maliyetler yüksek olacaktır. Buna karşın bu tip topraklarda yağmurlama ve damla sulama gibi basınçlı sistemlerin kullanımı tercih edilmelidir. Ayrıca kumlu topraklarda, örneğin yağmurlama sulamada daha yüksek debili başlık kullanımı gerektirirken, geçirgenlik hızı düşük olan kil bünyeli topraklar için ise daha düşük debili başlıklar kullanılmalıdır.

Su tutma kapasitesi ise, seçilecek olan sulama sisteminin boyutunu, sulama aralığını ve dolayısıyla sulama sayısını ve sıklığını etkiler. Örneğin kumlu toprakların su tutma kapasitesi düşük suyun toprağa giriş hızı(infiltrasyon) yüksek olduğundan daha sık aralıklarla ve her uygulamada daha az miktarda sulama suyu uygulanması gerekmektedir. Bu nedenle bu tip topraklarda yağmurlama ve damlama sistemlerinin kullanılması daha uygundur. Hâlbuki orta ve ağır bünyeli topraklarda her sulamada fazla miktarda su geniş aralıklarla yüzey veya basınçlı sulama yöntemlerinden birisi ile uygulanabilir.

 

3.2 Topografya

Sulama yöntemi seçiminde, arazinin topografik özellikleri en önemli etmenlerden birisidir. Topografyada sulanacak arazinin yükseltisi, su kaynağının konumu ve yükselti, arazi sınırları, yollar, elektrik hatlarının konumu, arazinin şekli ve eğimi gibi birçok faktörü içermektedir. Ancak sistemin hidrolik hesabında en önemli etmenler arazi eğimi ve su kaynağının konumudur.

Bazı yağmurlama sulama sistemleri % 20 eğime kadar çalışabilmektedir. Ancak karık sulamada maksimum eğimin %2-6 arasında olmalıdır. Damla sulama ise %60 eğime kadar kullanılabilmektedir. Genel olarak arazi eğimi arttıkça toprak derinliği de azalacağından bu tip arazilerde yüzey akışı ve erozyon oluşturmayacak basınçlı sulama yöntemlerinin uygulanması uygun olacaktır.

3.3 Sulama Suyu Kalitesi

Su kaynağının cinsi ve uzaklığı, debisi, su kalitesi ve maliyeti kullanılacak sulama yöntemine etki etmektedir. Su temin maliyeti arttıkça sulama randımanı yüksek olan yağmurlama ve damla gibi sulama yöntemleri seçilmelidir.

Su kalitesi sulama yöntemi seçiminde önemli bir parametredir. Suyun tuzluluk değerinin yüksek olması, bor ve bazı istenmeyen elementlerin suda bulunması sulamaya engel teşkil edebilmektedir ya da başka bir sulama yönteminin kullanılmasını gerektirebilir.  Örnek olarak tuzlu suların yağmurlama sulama sistemi ile kullanılması uygun değildir. Bu tip durumlarda damla sulama sistemlerinin tercih edilmesi daha uygun olacaktır. Yıllık yağış ortalamasının 300mm’ den az olan bölgelerde damla sulama sistemi kullanılıyorsa sezon sonunda toprağın üst katmanında biriken tuzların yıkanması için tava sulama ya da mevcut ise yağmurlama sulama sistemi ile toprağın yıkanması gerekmektedir.

3.4 Bitki Çeşidi

Bitki çeşidi ve ürünü Pazar değeri de sulama yöntemini belirleyen faktörlerden birsidir. Bazı bitkiler için bütün sulama yöntemleri uygun iken bazıları için uygun olmayabilir. Genel olarak sıraya ekilen bitkilerde karık, damla sulama sistemleri uygun iken, sık ekilen arpa, buğday ve yem bitkileri için tava ya da yağmurlama sistemleri uygun olmaktadır. Yağmurlama sulama ile ıslak yapraklarda bazı hastalıkların oluşması, gündüz saatlerinde mercek etkisi nedeniyle yanık oluşumu bu sistemin bazı bitkilerde uygulanmasını kısıtlamaktadır.

Pazar değeri yüksek olan örtü altı yetiştiriciliği, sebze üretiminde damla sulama, meyve bahçelerinde ağaç altı mikro sulama sistemleri ve damla sulama sistemleri uygulanmalıdır.

3.5 İklim Özellikleri

Rüzgâr ve sıcaklık sulama yöntemi seçimini etkileyen en önemli ikim öğeleridir. Rüzgar hızının ve sıcaklığın yüksek olduğu yöreler, yağmurlama sulama için olumsuzluklar göstermektedir. Yüksek rüzgar hızı su uygulama ve dağılımını olumsuz etkilemektedir. Genel olarak rüzgar hızı 3 m/sn’ nin üzerinde ise yağmurlama sulama yöntemini uygulamaktan kaçınılmalıdır.

Yüksek sıcaklıkta yağmurlama sulama yapılması, başta buharlaşma ile su kayıplarını artırmakta ve güneşli saatlerde yağmur damlaları yaprak üzerinde mercek etkisi yaparak yapraklarda yanmalara neden olmaktadır. Bu nedenle sıcak yörelerde günün serin saatlerinde ya da mümkünse gece sulaması tercih edilmelidir. Don, bitkiler için özellikle meyve bahçelerinde önemli zararlara neden olmaktadır. Meyve bahçelerinde ağaç üstü yağmurlama yapılarak don zararından korunabilir. Ancak bu da tesis maliyetlerini artırmaktadır.

4- Sulama Yöntemleri

Sulama yöntemi suyun toprağa veriliş şeklini ifade etmektedir. Dünyada ve ülkemizde içme suyunun dahi giderek azaldığı göz önüne alınırsa, gelecekte tarım alanlarında kullanılabilecek sulama suyunun bulunmasının güçleşeceği şimdiden görülmektedir. Bu aşamada tarımcılara düşen ilk görev, aşırı sulamalardan kaçınan, taban suyu çoraklık sorunları yaratmadan, bitkinin istediği zaman ve istediği miktarda su vermek ve bunu da en uygun yöntemle gerçekleştirmektir.

Ancak hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın, sulama yöntemi ile sulanacak alanda yeknesak bir su dağılımının sağlanması; derine sızma ve yüzey akış kayıplarının en az düzeyde olması, dolayısı ile yüksek sulama randımanlarının elde edilmesi istenir.

Sulama yöntemleri genel olarak 3’e ayrılır.

- Yüzey sulama yöntemleri

- Basınçlı sulama yöntemleri

- Yüzey altı sulama yöntemleri

4.1 Yüzey Sulama yöntemleri

Yüzey sulama, dışarıdan herhangi bir enerji ve basınç gerektirmeden arazi eğiminden dolayı suyun yerçekimi ile hareket etmesinden yararlanılarak yapılır. Sulama suyu arazinin genel eğimi doğrultusunda aşağı doğru farklı genişliklerdeki kanallarda akıtılır veya etrafı seddelerle çevrilmiş düz bir alanda göllendirilir. Bunlar en yaygın biçimde kullanılan sulama yöntemlerini oluşturmaktadırlar.

Yüzey sulama yöntemleri genellikle sulama suyunun bol ve işçiliği ucuz olduğu bölgelerde uygulanır. Yüzey sulama yönteminde, bilinçli ve kontrollü bir sulama yapmak ve su uygulama randımanını yüksek tutmak için arazi tesviyesi gerekmektedir.

Farklı yüzey sulama yöntemleri aşağıdaki gibidir;

Yüzey sulama yöntemlerinin uygulanmasında, sulama suyunun iletilmesinden sulanacak araziye uygulanmasına kadar suyun kontrolü ve idaresi son derece önemlidir. Eğer gerekli alt yapı ve düzenlemeler(tesviye, kanallar, kontrol ve ölçüm yapıları v.b) yapılmamışsa, sulama suyunun kontrolü ve ideal bir sulama yapmak olanaksızdır. Bu durumda arazinin kimi yerleri su alamazken kimi yerleri de aşırı sulanmaktadır. Ayrıca sulama suyu kanallarda ve arazi içinde iyi kontrol edilmez ise erozyonla toprak kayıpları oluşmaktadır.

4.2 Basınçlı Sulama Yöntemleri

Basınçlı sulama yöntemlerinde ise bir güç kaynağından ya da arazinin topografik özelliklerinden yararlanarak elde edilen enerji ve basınç ile su toprağa farklı sistemlerle(damla, yağmurlama, mini spring vb.) uygulanmaktadır.

4.2.1 Yağmurlama Sulama Yöntemi

Yağmurlama sulama yönteminde arazi üzerine belli aralıklarla yağmurlama başlıkları yerleştirilir. Sulama suyu bu başlıklardan belli basınç altında püskürtülerek doğal yağışa benzer biçimde atmosfere verilir. su buradan toprak yüzeyine düşer ve infiltrasyon ile toprak içine sızarak kök bölgesine ulaşır.

Yağmurlama sulama yöntemi, yapraklarının ıslanmasından kaynaklanan hastalıklara duyarlı bitkiler dışındaki tüm bitkilerin sulanmasında kullanılabilir. Ayrıca he türlü toprak bünyesinde ve topografik koşullarda uygulanabilir. Yöntem özellikle yüzey sulama yöntemlerinin uygulanamadığı su alma hızı yüksek hafif bünyeli topraklarda, eğimi yüksek ya da dalgalı topografyaya sahip alanların sulanmasına çok uygundur.

4.2.1.1 Yağmurlama sulama yöntemin üstünlükleri

Yağmurlama sulama yöntemi yüzey sulama yöntemlerine olan üstünlükleri şöylece sıralanabilir;

- Topografyası düzgün olmayan tarım alanlarının tesviyesine gerek yoktur.

- Su alma hızı yüksek hafif bünyeli topraklarda yüksek su uygulama randımanı sağlanır.

- Taban suyunu yükseltmeden kontrollü sulama yapılabilir.

- Su iletim ve su uygulama randımanı daha yüksektir.

- İyi bir projeleme ve uygulama ile erozyon sorunu ortadan kalkar.

- Sistem az yer kapladığından tarım dışı alan daha azdır ve makineli tarıma elverişlidir.

- Sulama kolaylıkla yapılır ve işçilik masrafları azalır.

- Bitki besin maddeleri ve tarım ilaçları sulama suyu ile birlikte verilebilir.

- Ekonomik değeri yüksek bazı sebzeler ve meyve ağaçları dondan korunabilir.

4.2.1.2 Yağmurlama sulama yöntemini sınırlayan etmenler

Yöntemin üstünlükleri yanında uygulanmasını kısıtlayan bazı etmenlerde söz konusudur;

- Yüksek rüzgâr hızı suyun dağılımını olumsuz yönde etkilemektedir. Sulamanın rüzgâr hızının düşük olduğu saatler yapılması ile bu sorun belirli oranlarda azaltılabilir.

- Yüksek sıcaklığa sahip yörelerde buharlaşma kayıpları artar ve dolayısıyla su uygulama randımanı düşer. Bu yörelerde sulamanın gece yapılması bu sorunun belirli ölçüde ortadan kaldırabilir.

- Bitkilerin tozlaşma döneminde yapılan sulama zararlı olabilir.

- Bitki yaprakları ıslatıldığında bazı bitki hastalıkları yayılma eğilimi gösterebilir.

4.2.1.3 Yağmurlama Sulama Sisteminin Unsurları

Bir yağmurlama sulama sistemi genellikle pompa birimi, ana boru hattı, lateral boru hatları ve yağmurlama başlıklarından oluşmaktadır.

Pompa Birimi

Yağmurlama sulama sistemlerinde, su kaynağı yeteri kadar yüksekte olmadığı koşullarda, gerekli basınç pompa birimi ile sağlanmaktadır. Akarsu, göl, kanal, keson kuyu v.b gibi su kaynaklarında santrifüj tipi pompalar, derin kuyularda ise dalgıç tipi pompalar kullanılmaktadır. Pompaların çalıştırılmasında içten yanmalı motorlar yada elektrik motorlarından yararlanılır. İşletme ve bakım kolaylığı açısından elektrik motoru ile çalışan pompalar tercih edilmektedir.

Ana boru hattı

Sulama suyunu kaynaktan alıp lateral hattına iletir. Gömülü yada yüzeyde olabilir. Gömülü olanlarda sert PVC kullanılırken, yüzeyde PE borular kullanılmalıdır.

Lateral boru hattı

Üzerinde yağmurlama başlıkları bulunan boru hatlarıdır. Genellikle toprak yüzeyine döşenirler. Aliminyum, sert PVC ve PE borular kullanılmaktadır. Sabit ya da hareketli olabilmektedir. Çapları ana boruya göre daha küçük olup çabuk bağlayıcılılarla birbirlerine bağlanırlar. Taşınabilir sistemlerde kullanılan borular bir kişi tarafından rahatlıkla taşınabilecek standartlardadırlar.

Yağmurlama başlıkları

Lateral boru hatları üzerine yerleştirilirler. İşlevlerine göre tarla ve bahçe yağmurlama başlıkları biçiminde sınıflandırılır. Tarla tipi yağmurlama başlıklarında püskürtme açısı 30o-33o’ dir ve bitkiler üstten ıslatılır. Bahçe tipi yağmurlama başlıklarında ise 10o-12o kadardır. Su püskürtme açısının düşük tutulmasının nedeni meyve ağaçlarının yapraklarının ıslatılmamasıdır.

Yağmurlama başlıkları genellikle döner tiptedir. Başlık dönme hızlar genellikle 0.8-1.2 devir/dakika arasındadır. İşletme basıncı, yağmurlama başlıklarının memelerinde istenen basınç olarak tanımlanmaktadır. İşletme basıncı 2 atm’ den küçük ise düşük basınçlı, 2-4 arası orta basınçlı, 4 atm’den fazla yüksek basınçlı yağmurlama adı verilemektedir. Basınç arttıkça ıslatma çapı ve meme çapı artmaktadır.

Meyve ağaçlarının sulanmasında her ağaç altına yerleştirilen düşük basınçlı küçük yağmurlama başlıkları(mini sprinkler)yaygın olarak kullanılmaktadır. Küçük yağmurlama başlıklarının meme çapları 2-3 mm, işletme basınçları 1-2 atm ve ıslatma çapları 2-8 m kadar olmaktadır. Orta basınçlı yağmurlama başlıklarının meme çapları 3-8 mm ve ıslatma çapları 15-30 m arasında değişmektedir. Yüksek basınçlı yağmurlama başlıklarında meme çapları 12-32 mm ve ıslatma alanları 40-120 m arasında olabilmektedir. Bu tip başlıklar büyük işletmelerde tarla bitkileri ve yem bitkilerinin sulanmasında kullanılırlar.

4.2.1.4 Yağmurlama Sulama Sistemleri

Sabit sistemler

Pompa sisteminden başlayarak tüm sistemin sabit olduğu sistemlerdir. Anaboru ve laterallar toprak altına gömülür.

Yarı sabit sistemler

Pompa ve ana boru hattı sabit olup lateralların taşınarak arazinin tamamının sulandığı sistemlerdir. Sabit sistemlere nazaran işçiliği fazla ilk yatırım maliyetleri daha azdır.

Taşınabilir sistemler

Sulama bittiğinde hem laterallar hem de ana borunun arazinin sulanacak diğer bölümlerine taşındığı sistemlerdir.

4.2.1.5 Hareketli Yağmurlama Sulama Sistemleri

Tekerlekli Laterallar

Laterallar 100-125mm çapında, 12 m uzunluğunda alüminyum borulardır. Bağlanan her bir borunun ortasına 1,5-2,0 m çapında büyük bir tekerlek takılmıştır. Tekerlekler 9-12m aralıklarla konumlandırılmıştır ve lateralın bir sulama konumundan diğerine hareket etmesine olanak sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Laterallar aynı zamanda tekerleğin aksı olarak görev yapar. Sistem hareketini hattın ortasına yerleştirilen motordan veya dışarıdan herhangi bir itici güç ile yapabilmektedir.

Tamburalı(makaralı) hareketli yağmurlama sulama sistemler

Bu sistemlerde ana makine gövdesi üzerinde bulunan makara(tambura) üzerine su taşıyıcı borular sarılır(genellikle PE borulardır). Bu boruların ucuna genellikle yükse basınçla çalışan (4 atm den büyük) başlıklar yerleştirilir. Bu başlıklar fırlatma mesafesi 30-75 arasında olan halk arasında da tabanca olarak adlandırılan başlıklarıdır.

Dairesel hareketli(center pivot)yağmurlama sulama sistemleri

Center Pivot sulama sistemleri merkezden hareketli bir mil etrafında dönen, yağmurlama başlıklarının bulunduğu lateralların birbirine belli mesafelerle bağlı kulelerle taşındığı ve bir güç kaynağı ile tekerlekler üzerinde hareket eden otomatik bir sulama sistemdir.

Doğrusal hareketli yağmurlama sulama sistemleri

Bu sistemlerde center pivot sistemlerinin aksine sistem arazinin başından sonuna kadar doğrusal bir hareket yapar ve arazinin uzun kenarı boyunca bulunan su kanalından aldığı suyu sisteme verir. Lateral uzunlukları 400m’yi geçebilmektedir.

Mini yağmurlama(mini sprink) sistemleri

Bu sistemler damla sulama sistemine benzer sistem unsurlarından oluşmaktadır. Burada damlatıcı yerine meme çapı ıslatma alanı küçük olan düşük basınçla çalışan mini yağmurlama başlıkları çalışır. Debileri genellikle 30-300 lt/saat arasında değişir. İşletme basıncı 1-2 atm’dir. Genellikle meyve bahçelerinin sulanmasında kullanılır. Damla sulamada olduğu gibi tıkanma riski fazla yoktur. Sitemin hidrolik hesabı damla sulama sistemiyle aynı olup sadece başlık debisi, yağmurlama hızı ve ıslatma alanı hesabı farklıdır.

4.2.2 Damla Sulama yöntemi

Su kaynaklarının yetersizliği sulama randımanı yüksek olan sulama sistemlerinin yaygınlaşmasını gerektirmektedir. Böylece eldeki su kaynakları ile daha geniş alanlar sulanabilmektedir. Ayrıca günümüzde, az işçilik ve az enerji kullanımı gerektiren, verim ve kaliteyi artıran sulama sistem ve yöntemlerinin kullanımının önemi her geçen gün artmaktadır. Bu koşulları en fazla sağlayan yöntemlerden biriside damla sulama yöntemidir. Özellikle sebzelerin ve meyve bahçelerinin sulanmasında en uygun sulama yöntemi olduğu söylenebilir.

Damla sulama yönteminde temel ilke, bitkide nem eksikliğinden kaynaklanan bir gerilim yaratmadan, her defasında az miktarda sulama suyunu sık aralıklarla yalnızca bitki köklerinin geliştiği ortama vermektir. Bu yöntemde bazen her gün, hatta bir günde birden fazla sulama yapılabilmektedir. Damla sulama yönteminde arındırılmış su, basınçlı bir boru ağıyla bitki yakınına yerleştirilen damlatıcılara kadar iletilir ve damlatıcılardan düşük basınç altında toprak yüzeyine verilir. Su buradan infiltrasyonla toprak içerisine girer, yerçekimi ve kapilar kuvvetlerin etkisi ile bitki köklerinin geliştiği toprak hacmi ıslatılır. Damla sulamada sulama suyu ya yalnızca bitki kök bölgesine verildiğinden, arazinin tamamı sulanmaz. Toprak yüzeyinin önemli bir kısmı kuru kalır. Bu yüzden diğer sulama yöntemlerine göre su kullanım etkinliği çok yüksek olup önemli düzeyde su tasarrufu sağlar. Yüzey sulama yöntemleriyle karşılaştırıldığında damla sulama; yüzey akış ve derine sızma ile oluşan kayıpları da minimize ettiğinden sulama randımanı %70-95 arasında olabilmektedir. Bu yüzden damla sulama yüzey sulama için gerekli olan suyun bulunmadığı alanlarda bitkisel üretimin yapılmasına ve 1 birim su ile daha fazla gelir elde edilmesini sağlar.

4.2.2.1 Damla sulama yöntemin üstünlükleri

Damla sulama yöntemi diğer sulama yöntemlerine nazaran birçok üstünlüğü olan bir yöntemdir. Bu üstünlükler aşağıdaki şekilde sıralanabilir;

-          Arazinin yalnızca belli bir kısmı ıslatıldığından sulama suyu ihtiyacı azdır. Kısıtlı su koşullarında mevcut su ile daha büyük alanlar sulanabilir.

-          Islatılan alan bitki tarafından gölgelenir böylece buharlaşma ile kaybedilen su miktarı az olacağından bitki su tüketimi de diğer yöntemlere nazaran daha az olur.

-          Bitki kök bölgesi sürekli nemli olduğu için nem gerilimi düşük olur. Bitki düşük gerilimle tutulan bu nemi kökleri ile fazla enerji harcamadan alır bu da ürün artışını sağlayana en önemli faktörlerdendir.

-          Toprak yüzeyinin tamamının ıslatılmaması nedeniyle daha az su kullanılması, derine sızma ile su kaybının olmaması ve eş su dağılımını sağlaması nedeniyle su uygulama randımanı daha yüksektir.

-          Sadece bitki sıra üzeri ıslatıldığından sıra araları kuru kalır bu da sulama sırasında diğer tarımsal işlemlerin yapılmasına olanak sağlar.

-          Bitki toprak üstü organları ıslatılmadığından bitki hastalık ve zararlılarının gelişmesi önlenir.

-          Yabancı ot gelişimi daha azdır.

-          Bitki besin maddeleri gerekli olan miktar ve oranlarda sulama ile birlikte bitki kök bölgesine verilebildiği için gübrelemeden en üst düzeyde faydalanılır.

-           Erimiş halde bulunan tuzlar, toprak altında oluşan ıslatma alanın dış çeperine doğru itildiğinden toprakta çözünmüş tuzların yaratacağı osmatik basınç nedeniyle suyun alımı güçleşmez.

Şekil 4.1 Damla sulamada kök bölgesinde tuz birikimi.

-          Yüksek eğimli ve dalgalı topografyaya sahip alanlarda emniyetli bir şekilde kullanılabilir.

-          Diğer yöntemlere nazaran daha işçilik ister

-          Yağmurlama yöntemiyle karşılaştırıldığında daha az işletme basıncıyla çalıştığından enerji masrafları daha azdır.

4.2.2.2 Damla sulama yöntemini sınırlayan etmenler

Damla sulama yönteminin bahsedilen üstünlüklerin karşın toprak, sulama suyunun niteliği, finans ve çevre koşullarına bağlı olarak kimi sorunlarla karşılaşılmaktadır. Diğer yöntemlere nazaran damla sulama yönteminin uygulanmasını kısıtlayan etmenler aşağıda sıralanmıştır.

-           Damla sulama yönteminde uygulamada karşılaşılan en önemli sorun damlatıcıların tıkanmasıdır. Sulama suyunda bulunan kum, silt parçacıkları, organik, inorganik ve kimyasal maddeler tıkanmaya neden olmaktadır. Bu yüzden iyi bir filtre düzeneğinin kurulması zorunludur.

-           Islatılan bölgenin dışına itilen tuzların yıkanması için yağışlar yetersiz ise(yıllık yağış 300mm altında ise) yıkama ihtiyacı ortaya çıkabilir.

-           Damla sulama ile ıslanan alanda sürekli nem olacağından bitki kökleri ıslatılan alan ile sınırlı kalacaktır. Özellikle meyve ağaçlarında köklerin fazla gelişmemesi nedeniyle aşırı rüzgarlı havalarda ağaçlarda devrilme riski vardır.

-           İlk yatırım maliyeti çok yüksektir.

4.2.2.3 Damla sulama sisteminin unsurları

Damla sulama sistemi proje şartlarına bağlı olarak çeşitli unsurlardan oluşmaktadır. Bu unsurlar; su kaynağı, pompa, kontrol birimi, ana boru, manifold boru, lateral boru ve damlatıcılardan oluşmaktadır.

Su Kaynağı

Damla sulama sisteminde sulama suyunun sağlandığı su kaynağı olarak bir su deposu, akarsu, gölet, yeraltı suyu, kanal, kanalet veya bir su deposu su kaynağı olarak kullanılabilir. Su kaynağının fazla miktarda sediment, kum ve yüzücü cisim içermemesi gerekmektedir. Ayrıca kalsiyum, magnezyum ve demir bileşikleri içeren sular damlatıcılarda zamanla birikme yapar. Bu bileşikleri fazla miktarda içeren sular damla sulama yöntemi için uygun değildir. Sulama suyunun kaynaktan alındıktan sonra bir havuzda dinlendirilmesi daha sonra sisteme verilmesi önerilebilir.

Pompa

Sulama suyunu kaynaktan alıp, ana boru, yan boru, lateral ve damlatıcılar vasıtasıyla bitki kök bölgesine iletilmesine sağlayan gerekli güçteki motor ve pompadan meydana gelir. Genel olarak elektrik motorlu pompalar önerilebilir. Ancak elektrik enerjisinin bulunmadığı durumlarda dizel yakıt veya benzinli motorlarla çalışan pompalar ile traktör milinden hareket alan pompalar da kullanılabilir. Eğer su kaynağı ile sulama sistemi arasında en az 15-20 m kot farkı varsa bu durumda pompaya ihtiyaç duyulmayabilir. Bu yükseklik sistemin çalışmasını sağlayabilmektedir.

Kontrol Birimi

Düşük basınçta çalıştıklarından enerji gereksinimleri az olan damla sulama sistemlerinin en önemli elemanı olan damlatıcılar küçük boşaltım kanallarına sahip olduklarından çok sık tıkanmaktadırlar. Damlatıcılardaki bu tıkanmalar eş su dağılımını dolayısı ile sistemin etkinliğini azaltmaktadır. Damlatıcıların tıkanmaması için sulama suyunun çok iyi bir şekilde süzüldükten sonra sisteme verilmesi gerekir. Bu işlem kontrol biriminde yapılmaktadır. Ayrıca bu birimde bulunan basınç regülatörü ve su sayacı sayesinde sisteme verilecek sulama suyunun basınç ve miktarı denetlenir ve bitki besin maddeleri sulama suyu ile birlikte bitkilere ulaştırılır.

Kontrol birimi pompa ile ana boru hattı başlangıcının arasına kurulur. Kontrol biriminde; hidrosiklon, kum-çakıl filtre tankı, gübre tankı, elek filtre, basınç regülatörü, su ölçüm araçları, manometreler ve vanalar bulunmaktadır.(şekil4.2)

Şekil 4.2 Kontrol birimi elemanları

Hidrosiklon, suda bulunabilecek kum parçacıklarının sisteme girmesini engellemek için kullanılır. Özellikle kuyulardan ve akarsulardan sağlanan sularda bulunan kum parçacıklarının tutulmasını ve sisteme girmesini önler.

Halk arasında yosun tankı olarak bilinen Kum-çakıl filtre tankında, sulama suyunda bulunan sediment ve yüzücü cisimler(yosun vb.) tutulur. Tank içinde yerleştirilmiş farklı boyutlardaki kum ve çakıldan süzülen su sisteme verilmektedir. Sulama suyu tankın üst kısmından girer alt kısmında süzülerek çıkar. Sulama suyu içerisindeki sediment ve yüzücü cisimler tankın üst kesimde birikmektedir. Bu birikimleri temizlemek için tersten geri yıkama yapılır ve tank içerisinde birikmiş olan kalıntılar tankın üst kısmından alınarak uzaklaştırılır. Ters yıkama işlemi yapılırken giriş ve çıkış vanaları kapatılarak geri yıkama borusunun vanası açılarak su tanka tersten verilir. Giren suyun çıkışı için drenaj borusunun kör tapası ve gerekirse üst kapak açılarak suyun tahliyesi sağlanır. Geri yıkamayı otomatik olarak yapan kum-çakıl tankları da bulunmaktadır. Bu sistemde, kum çakıl tankına giren ve çıkan suyun basınçları farkına göre çalışan algılayıcılar bulunmaktadır. Bu sistem sulama devam ederken çalıştığı için iki adet kum-çakıl tankı olmalıdır. Birinde geri yıkama çalıştığında, sulama diğer tank ile devam etmelidir. Kum çakıl tanklarının her sulamadan sonra temizlenmesi önerilmektedir.

Damla sulamada bitki besin maddeleri sisteme sulama suyu ile birlikte verilebilir. Bunu sağlamak için sistemde gübre tankı bulunmaktadır. Gübre tankı kum-çakıl tankından hemen sonra ana boru üzerine giriş ve çıkış hortumlarıyla bağlanır. Gübreleme yapılacağı zaman, giriş ve çıkış hortumları üzerindeki vanalara hafif açılırken ana boru üzerindeki vana hafif kapatılarak sulama suyunun gübre tankına girmesi sağlanır. Gübre ile karışan su, sıvı gübre halinde gübre tankının çıkış hortumundan tekrar ana boruya girer ve sisteme verilir.

Kontrol biriminde gübre tankından hemen sonra mutlaka elek filtre yerleştirilmelidir. Filtre genellikle silindir şeklindedir. Tek ya da iç içe geçmiş iki filtreden oluşabilir. Elek filtrelerin 80-200 mesh arasında olması önerilmektedir. Elek filtre ile kum-çakıl filtre tankında süzülemeyen sediment ve gübre tankından gelebilecek gübre parçacıkları tutulur. Her sulamadan sonra elek filtreler sökülür ve yıkanarak temizlenir.

Elek filtreden sonra sisteme suyun sabit ve belli bir basınç altında girmesini sağlayan basınç düzenleyicisi konulur. Basınç düzenleyicileri gerektiğinde manifoldların başına da konulabilir. Yine kontrol biriminde kum-çakıl tankının giriş ve çıkışına elek filtrenin de önüne basınçölçerler yerleştirilir. Böylede basınç değişimleri takip edilerek filtrelerin tıkanma dereceleri belirlenir ve zamanında temizlenir.

Ana boru

Suyun kaynaktan alıp, manifoldlara ileten büyük çaptaki çeşitli malzemelerden(PE, PVC, Asbest çimento ve döküm) yapılan borulardır. Ana borular genellikle gömülüdür ve 6 atm işletme basıncına dayanıklı PVC borulardan oluşmaktadır. Fakat küçük sistemlerde 4atm işletme basıncına dayanıklı PE borular olmak şartıyla toprak yüzeyine döşenebilir.

Yan boru(manifold)

Yan boru hatları sulama suyunu ana borudan alıp laterallara iletir. Yan boru hatlarının neden gerekli olduğu ise, eğer laterallar doğrudan ana boru hattına bağlanırsa, her laterala bir vana bağlanması gerekir. Bu ise hem sistem maliyetini artırır hem de sistemin işletimini zorlaştırır. Bunun yerine belirli sayıdaki lateral boru hatları yan boru hattına bağlanarak ana boru ile bağlantısı bir vana sayesinde sağlanır. Yan boru hatları eğim aşağı veya tesviye eğrilerine paralel döşenmelidir.

Laterallar

Bitki sıraları boyunca döşenen ve üzerinde damlatıcılar bulunan boru hatlarıdır. Çoğunlukla toprak yüzeyine serilirler ya da özellikler bağlarda olduğu gibi, bitki sıraları boyunca tesis edilen direkler üzerindeki en alt tele bağlanırlar. Lateral boru hatları, genellikle, 4atm işletme basınçlı, güneşin ultraviyole ışınlarına dayanıklı esnek PE borulardan oluşmaktadır. Boru dış çapları, 12-32 mm arasında değişebilir. Çok yaygın kullanılanlar ise 16mm ve 20mm dış çaplı borulardır.

Damlatıcılar

Damla sulama sistemin en önemli ve en çok üzerinde durulması gereken elemanı damlatıcılardır. Lateral borudaki basınçlı suyun basıncını kırarak toprak yüzeyine serbest damlacıklar halinde bırakan delikli parçalara damlatıcı denir. Damlatıcılar içerisinde suyun basıncını kıran çeşitli geometrik şekillerde küçük kanalcıklar bulunur.

Genel olarak damlatıcılar fabrikasyon sırasında lateral içerisine geçirilmiş(inline) ve lateral üzerine geçirilmiş(online) damlatıcılar olarak ikiye ayrılırlar. İnline damlatıcılarda, fabrikasyon sırasında damlatıcılar standart olarak belli aralıklarla(0.20, 0.30, 0.33, 0.40, 0.50, 0.60, 0.75cm) yerleştirilmektedir. Damlatıcı aralığı, proje mühendisinin yapacağı hesaplar neticesinde belirlenmektedir. Online damlatıcılarda ise damlatıcı mesafeleri istenilen mesafede ayarlanabilmektedir. Bunun için çeşitli aparatlar kullanılarak lateraller de açılan deliklere online damlatıcılar yerleştirilmektedir. Damlatıcıların monte edilmesinde kullanılan aparat uygun değilse damlatıcının bağlandığı noktalardan sızma şeklinde kayıplar olmakta buda eş su dağılımını ve sulama randımanını olumsuz yönde etkilemektedir.

4.2.3 Toprak altı Damla Sulama Yöntemi

Diğer sulama yöntemleriyle karşılaştırıldığında damla sulama sistemleri en etkili sulama yöntemidir. Geleneksel damla sulama yöntemine alternatif olarak düşünülen toprak altı damla sulama sistemleri lateralların toprak altına alındığı sistemler olarak tanımlanabilmektedir.

Toprak altı damla sulama sistemiyle yapılan yetiştiricilikte toprak yüzeyi kuru kalırken iyi bir üniformitede elde edilebilmektedir. Derine sızma ile oluşabilecek kayıpları ve yüzeyden olan buharlaşmayı önleyerek su kayıplarını azaltmakta ve kuru bir yüzeyle yabancı ot gelişimini azaltmaktadır. Tüm bu faydalar ışığında toprak altı damla sulama sistemleri toprak ve suyu koruyarak, tarımda sürdürülebilirlik için çok önemli olan su kullanım etkinliğinin gelişimine katkı sağlamaktadır.

Günümüzde gerek yetiştiricilerin gerekse ticari kuruluşların toprak altı damla sulama sistemlerine olan ilgileri, bu sistemlerinin kullanımının gelecekte artarak devam edeceğini göstermektedir. Toprak altı damla sulama, mikro sulama sistemleri içerisindeki diğer sulama yöntemleri ile karşılaştırıldığında en iyi yönetim becerisinin gerektiği sulama yöntemidir.

Su kullanım etkinliğini dolayısıyla su verimliliğini iyileştirmenin dört önemli yolu vardır. Bunlar.

ı-Toprak yüzeyinden olan buharlaşmaları ve derine sızmayı azaltmak

ıı-Yeni bitki çeşitleri, işleme teknikleri ve yeni sulama yöntemleri geliştirmek

ııı-Mevcut su kaynakları ile maksimum verime ulaşmak

ıv-Denizlere ve okyanuslara akan tatlı su kaynaklarını depolamak

Toprak altı damla sulama sistemlerinin tasarımı toprak üstü damla sulama sistemlerine benzer olmakla birlikte filtre elemanları, basınç düzenleme vanaları, manometreler, debi ölçüm araçları, vakum önleme vanaları, hava çıkış vanaları, geri akışı önleyen vanalar ve yıkama sistemlerine daha fazla hassasiyet gösterilmelidir.

Damla sulama sistemleri sulama suyunu, gübreyi ve diğer kimyasalları düşük miktarlarda ve sık aralıklarla bitki kök bölgesine direkt olarak uygulayabilen bir sistemdir. Damla sulama sistemlerinin son uygulamalarından olan toprakaltı damla sulama sistemleri atık su kullanımında oldukça etkili bir sistemdir. Çünkü bu sistemlerde su direkt olarak bitki kök bölgesine verilmekte, buharlaşma kayıpları ortadan kaldırılmakta ve sistem tamamen toprak altında olduğundan atık suların insan ve hayvanlarla olan teması engellenerek sağlık riskleri en aza indirilebilmektedir. Uygun şekilde kurulan ve işletilen bir atık su toprak altı damla sulama sistemi yüksek kalitede süzülmüş su üretebilmekte ve bu yolla yüzey ve taban sularının korunumu sağlanmaktadır.

Camp (1998) toprak altı damla sulamada lateral derinliği ve aralığı ile ilgili yapılmış araştırmaları özetlediği çalışmasında elde edilmiş lateral derinlikleri ve aralıklarını (Çizelge 2.1)’de düzenlemiştir.

Çizelge 4.1 Bitki çeşidine bağlı olarak değişen lateral derinlikleri

Bitki

Derinlik(m)

Lateral aralığı(m)

Yonca

0,15-0,40

0,50-1,5

Bermuda çimi

0,15-0,30

0,60-1,5

Mısır

0,15-0,40

0,70-1,5

Pamuk

0,20-0,45

1-1,5

Sorgum

0,20

0,70

Yerfıstığı

0,35

0,90

Şeker kamışı

0,30

-

Çim

0,10-0,30

0,50-1,5

Buğday

0,20-0,30

0,50-1,5

Elma

0,30-,070

2-5

Kuşkonmaz

0,30

-

Muz

0,15-0,30

-

Dolmalık biber

0,10-0,15

0,75-1

Brokoli

0,30

0,75-1,5

Lahana

0,10-0,15

-

Kavun

0,15-0,40

1,5

Havuç

0,10-0,15

1,0-1,5

Karnabahar

0,15-0,20

1

Börülce

0,30

0,75-1,5

 

5- Sulama Yönetimi

Geleceğe yönelik sulama etkinliğinin artırılmasında en önemli araç; verimli bir tarımsal üretim, uygun araştırma tekniklerini içinde barındıran, gelişmiş sulama teknolojisini kullanan ve etkin bir bilgi sistemine sahip sulama yönetimidir. Son yıllarda yönetim ve organizasyon alanlarındaki yetersizliklerin giderilmesi, karşılaşılan sorunların çözümünde önemli bir araç olarak görülmektedir. Bu nedenle, sulama projelerine ilişkin sorunların tartışılmasında sık sık sulama yönetimi terimi kullanılmaktadır. Sulama yönetimi, doğru zamanda bitki kök bölgesine gereken miktarda suyun verilmesi için gerekli tüm faaliyetler, işlemler ve fonksiyonlar biçimde tanımlanabilir.

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de su kaynakları en fazla bitkisel üretimde kullanılmaktadır. Tarımda sulama, bitkisel üretim desenleri ve birim alandan elde edilen verim üzerinde belirleyici bir etkiye sahiptir. Sulama suyu yönetiminde en temel yaklaşım, su kaynağının yeterli olduğu durumda aşırı su kullanılmaması ve su kaynağının yetersiz olduğu var olan su ile en yüksek verimin elde edilmesidir.  Bitkisel üretim toprak, bitki ve atmosfer etkisinde olan oldukça karmaşık bir sistemdir. Sulama suyunun etkili bir biçimde yönetilmesi için bu üç faktörü dikkate alan karar destek araçları vazgeçilmezdir.

Ülkemizde sulamada yaşanan en büyük sorun, su yönetimine gereken önemin verilmeyişidir. Su yönetiminde büyük paya sahip olan sulama birlikleri, mevcut iklim, toprak, bitki koşullarına uygun ve su-verim ilişkilerini göz önüne alan bir planlı su dağıtımı değil, çiftçi talebine dayanan bir su dağıtımı uygulamaktadırlar. Çiftçilerin mevcut koşulları ve toprak-bitki-su ilişkilerini iyi bilmesi ve sulama talebini buna göre yapması beklenemez. Bu nedenle genellikle bilinçsiz sulama yapılmakta ve bir yandan da aşırı su uygulayıp erozyon, taban suyu ve tuzlanma gibi sorunlara neden olunurken diğer yandan da sulamanın gecikmesiyle bitkide stres oluşmakta ve gereksiz verim ve gelir kayıpları ile karşılaşılmaktadır.

Sulama şebekelerinin yönetiminde su dağıtım planlarının hazırlanması büyük öneme sahiptir. Ülkemizde, planlı su dağıtım çalışmaları sulama mevsiminden önce yapılan genel sulama planlaması ile sulama mevsimi içinde yapılan su dağıtım programlarından oluşmaktadır. Sulama birlikleri su dağıtım hizmetlerini genellikle çeşitli periyotlar için su dağıtım programları yaparak yürütmektedir ve bu programlar çiftçi isteklerine dayalı bir biçimde hazırlanmaktadır.

Sulamadan beklenen yararın sağlanabilmesi; yöre koşullarına uygun sulama yönteminin seçilmesi, bu yöntemin gerektirdiği sulama sisteminin projelenmesi ve kurulması, kurulan sulama sisteminin projede öngörüldüğü gibi işletilmesi ile yakından ilişkilidir. Sulama sistemlerinin işletilmesi sırasında karşılaşılan en önemli sorunlar arasında bitkilere yetişme dönemi boyunca ne zaman ve ne kadar sulama suyu verilmesi gerektiği yer almaktadır. Bu iki temel soruya cevap verilebilmesi için, yörenin iklim ve toprak koşulları, işletme koşullar, çiftçi istekleri ve bitkilerin su verim ilişkilerine ilişkin temel bilgilerinden yararlanarak en uygun sulama programlarının elde edilmesi gerekmektedir. Sulama programlaması (veya sulama zamanının planlanması) olarak adlandırılan bu işlem, mevcut koşullarda bitki yetişme dönemi boyunca her sulama için sulama zamanının(sulama aralıkları ve sulama sayısının) ve verilecek sulama suyu miktarının belirlenmesinden oluşmaktadır. Özellikle su kaynağının yetersiz ve sulama suyu maliyetinin yüksek olduğu yörelerde, sulama yönetimi açısından sulama programlaması çok önemlidir.

Sulama zamanın planlanmasında kullanılan yaklaşımlar; bitkinin yetiştiği ve suyun depolandığı ortam olan toprağın izlenmesine dayalı yaklaşımlar, bitkinin izlenmesine dayalı yaklaşımlar, açık su yüzeyi buharlaşmasına dayalı yaklaşımlar ve toprak-su bütçesine dayalı yaklaşımlar olarak sınıflandırılabilirler. Çizelge 5.1’de bu yöntemlerin avantaj ve dezavantajları toplu olarak verilmiştir.

Çizelge5.1 Sulama Planlama Teknikleri ve Özelliklerine ilişkin Genel Bilgiler.

Gözlenen veya Ölçülen Parametreler

Gerek Duyulan Aletler veya işlemler

Yöntemin Üstünlükleri

Yöntemin Kısıtları

Toprağa Bağlı Ölçümler

Gözlem

Elle inceleme

Basittir

Zaman alıcı ve yorumlayıcının tecrübesi gerekir.

Gravimetrik örnekleme

Örnek kapları, toprak burgusu, fırın, terazi

Basit ve hassastır

Zaman alıcı ve zahmetlidir.

Elektriksel direnç

Gözenekli bloklar

Topraktaki su miktarının dolaylı olarak ölçümüne olanak sağlar

Kalibrasyon ve kurulması esnasında dikkat edilmelidir. Sık okuma yapılmalıdır. Kaba bünyeli topraklarda yeterince hassas değildir. Kullanım suresi kısadır. Tekerrürlü okumalara ihtiyaç gösterir.

Toprak matrik potansiyeli

Tansiyometre

Toprak su akışını etkileyen temel parametreleri ölçer.

Tesisten önce bir düzenlemeye gereksinim duyulur. Hassas şekilde tesis edilmelidir. Sık okumalara ve bakıma ihtiyaç gösterir. Tekerrürlü okumalar gereklidir.

Nötron dağıtıcıları

Nötron metre

Ayni yer ve derinlikte ardıl ölçümler mümkündür, çabuk ve hassastır.

Pahalıdır. Özel Yönetim ve depolama önlemleri gereklidir. Kalibrasyonu toprak organik maddesinden etkilenir.

Bitkiye Bağlı Ölçümler

Görünüm

Göz ile

Basittir

Görünümde meydana gelen değişimden önce potansiyel verimde azalma görülmektedir.

Yaprak su potansiyeli

Basınç odası veya thermocouple psikrometre

Metabolik işlemlerle bağlantı kurar, su akışını etkileyen temel parametreleri ölçer.

Günlük değişimlerden ötürü sapmalar gözlenir. İyi örneklere ihtiyaç duyulur. Elde edilen bilgiler kolayca yorumlanmaz. Zaman alıcıdır.

Yaprak terleme direnci

Diffiizyon porometre

Stomaların açılması ile ilişkili olgum yapar.

Bir önceki yöntemle aynıdır.

Yaprak sıcaklığı

Infrared termometreler

Uzaktan algılanabilir

Uygulama yöntemleri iyi gelişmemiştir.

iklim Öğelerinden (ET ve E) Yararlanma; (Su Dengesi ve Buharlaşma Ölçüm Aletlerinden Hesaplama)

Kok bölgesindeki su miktar

Su denge modelleri

Hidrolojik dengeyi benzeştirir. Uygulamada büyük esnekliğe sahiptir.

Girdilerin doğruluk derecesinden etkilenir. Genellikle periyodik tarla denetimlerine ihtiyaç gösterir. Çıktıların zamana bağımlı olarak düzenlenmesi gerekebilir.

Evaporasyon Aletleri

Serbest su yüzeyi gözenekli hazne veya gözenekli düz yüzeylerden olan buharlaşma

Buharlaşma kapları, atmometreler

Geniş bir bölgeye hizmet vermektedir. Kullanımı basittir.

Sık sık bakıma ve veri toplanmasına gerek duyulmakta,  yerleştirilirken tesviyesine dikkat edilmelidir.

Bazı bitkiler için tansiyometrelerle sulamaya başlama zamanlan aşağıda verilmiştir (Kayam, 1997).

Bitki Çeşidi Tansiyometre Okuması (cb)

Meyve Ağaçlan                                               50-80

Narenciye                                                       30-70

Uzum                                                               40-60

Domates                                                         60-70

Marul                                                              40-50

Çilek                                                               25-35

Kereviz                                                           20-30

Kavun-Karpuz                                                40-55

Fasulye                                                           75-100

Şeker pancar                                                   40-60

Patates                                                            30-50

Çayır                                                               30-100

Yararlanılan Kaynaklar

1- Anonim 2005. “Sulama” Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Teşkilatlanma ve Destekleme Genel Müdürlüğü Yayım Dairesi Başkanlığı, Yayın no : 42. Ankara

2- Anonim 2007. Sulamanın Temel Esasları 2. Adana Zirai Üretim İşletmesi personel eğitim Merkezi Müdürlüğü.

3- Anonim 2008. Damla Sulama Sistemleri. Adana Zirai Üretim İşletmesi personel eğitim Merkezi Müdürlüğü.

4- Aras, İ., 2008. Damla Sulama Yönetimi. Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi. Ankara.

5- Bozkurt, S. ve Ödemiş, B. 2007. Geri Dönüşümü Sularının Damla Sulamada Kullanım     Olanakları. 7. Ulusal  Çevre Mühendisliği Kongresi, Yaşam Çevre Teknoloji, 24-27 Ekim 2007, İzmir.

6- Camp, C.R. 1998. Subsurface Drip İrrigation: A Review, ASAE paper, Vol. 41(5):1353-1367.

7- Camp, C.R., P.J.Bauer, and W.J.Busscher. 2000. Subsurface drip irrigation for cotton with conservation tillage. ASAE paper 002184, 9 p., St.Joseph,Mich.:ASAE.

8- Çetin, Ö,. Basınçlı Sulama Sistemleri. Köy Hizmetleri Araştırma Enstitüsü, Şanlıurfa. Yayınlanmamış.

9- Çetin, Ö., Uygan, D., boyacı, H., 2006. Damla Sulama Yönteminde Farklı Lateral Aralıkları ve Islatma Alanı Yüzdelerinin Domateste Verim ve Su Kullanımı Randımanına Etkisi. Proje no: KHGM-03220E01. Eskişehir.

10- Çevik, B., 2002. Sulama ve Drenaj. Ç.Ü Ziraat Fakültesi  Genel Yayın No: 243. Adana

11- Değirmenci, H. 2009. Sulama Yönetimi ve Sorunları. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Yayınları.

12- Evans, G.R., Wu, P.I., Smajstrala, G.A. 2007. Design and Operation of Irrigation Systems. 2nd. Edition. ASABE, p: 632-683.

13- Kanber, R., Çakır, R., Tarı, F., 2003. Sulama ve Drenaj Mühendisliği, KGHM, APK D. Bşk, yayın no : 122, Ankara.

14- Kodal, S., 1997. Sulama Programlaması ve bitki Su tüketiminde Bilgisayar modellerinin Kullanılması. TARP Projesi. Taslak Rapor.

15- Kodal, S., Köksal, E.S., Tüzün, M., Demir, A.O., Özbek, Y., 2003. Sulama Şebekelerinin Yönetiminde Planlı Su Dağıtım Esasları ve bilgisayar Yazılımlarının Önemi. 1. Ulusal Su Mühendisliği sempozyumu, DSİ Genel Müdürlüğü ve Araştırmacı Su Mühendisleri Derneği. 22-26 Eylül 2003, Gümüldür, İzmir, s: 509-520.

16- Kodal, S., 2004. Sulama ve Bilgisayar Destekli Sulama Zaman Planlanması. Gap Sulama Sistemlerinin İşletme  Bakım ve Yönetim Projesi. Şanlıurfa.

17- Köksal, E,S., İlbeyi, A., Üstün, H., Özcan, H., 2007. Yeşil Fasulye Sulama Suyu Yönetiminde Örtü Sıcaklığı ve Spektral Yansıma Oranı Değerlerinin  Kullanım Olanakları. Toprak Gübre ve Su Kaynakları Merkez Araştırma Enstitüsü. Yayın No: TAGEM-BB-TOPRAKSU-2007/29. Ankara.

18- Lamm, F. and Camp, C.R. 2007. Microirrigation for Crop Production., Elsevier., 2007.

19- Nafaji,  P. and  Tabatabaei, H. 2007. Effect of using subsurface drip irrgation and ET-HS model to increase WUE in irrigation of some crops. İrrigation and Drainage, volume 56:447-486.

20- Nakayama, F.S., Bucks, D.A., 1981. Temperature effects on calcium carbonete precipitate clogging of trickle emitters, US Water Cons.Lab. Phoenix, USA.

21- Şener, S., Ertaş, R., Öğretir, K., Apan, A., 1995. Türkiyede Sulanan Bitkilerin Sulama Teknikleri. KGHM. APK Daire Bşk. Yayın no : 89. Menemen.

22- Westarp,S., Chieng, S., Schreier, H., 2003. A comparison between low-cost drip irrigation, conventional drip irrigation, and hand watering in Nepal. Agricultural Water Management 64 (2004) 143-160.

23- Yıldırım, O., Güngör, Y., Erözel, Z., 2004. Sulama. A.Ü. Ziraat Fakültesi, Tarımsa Yapılar ve Sulama Bölümü, Ankara.

24- Yıldırım, Y,E., ve Kodal, S., 2003. Tarımda Sulama ve Sulama Teknolojisinin Önemi. Yeşil Dergisi 1(1): 16-32.

Facebook'ta Yayınla>
Soru / Yorum Eklemek İçin Tıklayınız
..:: Sorular / Yorumlar ::..
Henüz yorum eklenmemiştir. Yorum Eklemek için Tıklayınız.
Ne? nedir? Nasıldır? Nasıl yapılır? Ne zaman yapılır?
Copyright - Tarım Kütüphanesi - 2007