ŞİFALI BİTKİLER - II

Acıbakla: ( Lupine / Lupin / Lupine)

10-100 cm yüksekliginde, sik tüylü, bir senelik bitkiler. Yapraklar el seklinde parçali, uzun sapli, 5-9 yaprakçiklidir. Çiçekleri dik salkim durumunda, beyaz veya mavimsi renkli, çiçek taç yapragi kelebek seklindedir. Yahudi baklasi diye de taninir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Akdeniz bölgesi, Bursa, Antalya ve Konya çevreleridir.

Memleketimizde üç türü bulunmaktadir. Beyaz yahudi baklasi: Beyaz çiçeklidir. 120 cm kadar yükseklikte, bir yillik bir bitkidir.Sari çiçekli yahudi baklasi: Vatani, Orta ve Güney Avrupa’dir. Maviçiçekliyahudi baklasi: Vatani, Akdeniz çevresi memleketleridir. Kullanildigi yerler: Tohumlarinin idrar söktürücü, kan temizleyici ve kurt düsürücü tesiri vardir. Bazi türlerinin kavrulmus tohumlari “sebze kahvesi” ismiyle kahve yerine kullanilmaktadir. Fakat alkaloid tasiyan türlerinin bu sekilde kullanilmasi tehlikelidir.

Acıçigdem: ( Herbstzeitlose / Krokus / Colchique / Colchicum / Autumn crocuses)

Boyu 10-30 cm yükseklige ulasan, otsu ve yumrulu bir bitki. Sonbaharda morumsu pembe renkli, 6 parçali çiçekler açar. Yaprak ve meyvalari ise ilkbaharda ortaya çikar. Sonbaharda çiçek açtigindan dolayi halk arasinda “güz çigdemi” olarak da bilinir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Türkiye’de pek bulunmaz. Avrupa’nin sulak çayirlarinda bol miktarda yetisir.

Kullanildigi yerler: Tibbi önemi haiz bir bitkidir. Kullanilan kismi yumru ve tohumlaridir. Tohum ve yumrularin idrar arttirici, terletici, müshil ve romatizma agrilarini dindirici etkisi vardir. Alkaloitlerin çok yüksek zehirleyici özelligi oldugundan, bu droglar, dahilen ancak hekim kontrolünde kullanilabilir. Eskiden halk arasinda romatizm, bu droglar, dahilen ancak hekim kontrolünde kullanilabilir. Eskiden halk arasinda romatizma agrilarini dindirmek için haricen kullanilirdi. Bunun için bir tutam aci çigdem tohumu, 2-3 dis sarmisak ile havanda iyice dövülür. Elde edilen sulu kisim da bir tülbente emdirilip, agriyan kisma sarilir. Bu pansuman birkaç gün arka arkaya tekrarlanir.

Adamotu: (Alraunwurzel / Mandragore / Mandrake)

Mavimsi-mor renkli çiçekler açan, rozet yaprakli ve kazik köklü çok yillik otsu bir bitki. Kökleri insana benzedigi için, bu isim verilmistir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Bati ve Güney Anadolu.

Kullanildigi yerler: Kökleri % 0,3 oraninda Hiyosiyaminlerle Skopolamin alkaloitlerini tasir. Bundan dolayi zehirli bir bitkidir. Agri kesici, yatistirici, cinsel gücü arttirici etkileri vardir. Halen tedavide çesitli preparatlarin terkibinde kullanilmaktadir. Rastgele kullanildiginda zararli olur.

Adasoğanı:(Scille / Scillae bulbus / Sea onion / Urginea maritima)

Zambakgillerden bir çesit bitkidir. Yapraklari uzun serit seklindedir. Çiçekleri yesil ve beyaz damarlidir. 2 kilogram kadar olan sogan kismi, yapraklarinin altindadir. Aci ve zehirlidir. 7,5 gram adasogani, bir insani rahatça öldürebilir.Tazeyken kullanilmaz. Aksi halde zehirlenme ve kusmalara yol açar. Soganin etli olan orta kismi, dilimlenerek kurutulur. Sonra dövülüp toz haline getirilir. Çok iyi bilmeden kullanilmamalidir.

Kullanildigi yerler:Idrar söktürür. Kalp hastalarinda vücudda biriken suyu bosaltir. Azotemiyi azaltir. Böbrek hastalari kullanmamalidir

Ahlat: (Yabanarmudu / Piraster / Pirus elaegrifolia / Wild pear-tree / Poirier sauvage)

Gülgillerden, kendi kendine yetisen ve üzerine armut asilanan bir agaçtir. Yemisi iyice olgunlastiktan sonra yenir.

Kullanildigi yerler: Meyveleri ishal keser. Zehirli hayvan sokmalarinda, filizi ezilip yaraya sürülür.

Ahududu: (Himbeere / Framboise Common / Rasberry bush)

Agaç çilegi ve sultan bögürtleni olarak taninir. Haziran-temmuz aylari arasinda beyazimtrak renkli çiçekler açan, 30-150 cm boyunda, çok senelik, dikenli, çali görünüsünde bir bitkidir. Daglik mintikalarin orman ve korularinda tesadüf edilir. Gövdesi dalli, dikenli ve yatiktir. Yapraklari 3-5 parçali, sivri uçlu, yaprak sapi kivrik dikenlidir. Çiçekler ekseriya dallarin ucunda 5-10 çiçekli salkim halindedirler. Meyvesi etli ve birçok eriksi tipli meyvelerin biraraya gelmesi ile meydana gelmis, küre biçiminde, kirmizi renkli ve güzel kokuludur. Meyveleri temmuz ve agustos aylarinda olgunlasir. Çogu çesitleri bahçelerde yetistirilir. Umumiyetle sonbaharda 1-1,5 m aralik birakilmak suretiyle dikilir. Ahudutlari her 6-7 senede bir yenilenmelidir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Ege, Marmara, Karadeniz bölgeleri.

Kullanildigi yerler: Kullanilan kismi, meyve, çiçek ve yapraklaridir. Meyveler tamamen olgunlastiklari zaman toplanir. Yapraklarinda tanen, meyvelerinde ise organik asitler (malik asit, sitrik asit vs.) seker, pektin, uçucu ve sabit yaglar bulunmaktadir. Yapraklari bogaz hastaliklarinda gargara için kullanilir. Çiçeklerinden romatizma ve nikris (gut) hastaliklarinda faydalanilir. Taze olarak, seker ve böbrek hastaliklarinda perhiz yiyecegi olarak istifade edilir. Halk arasinda ishal ve atesli hastaliklara karsi tavsiye edilir.

Akdiken:(Gemeiner Kreuzdorn / Nerprun Alaterne / Common Buckthorn)

Mayis-haziran aylarinda, sari-yesil renkli, küçük çiçekler açan bodur bir agaç. Orman ve koru kenarlarinda bulunur. Dallari karsilikli, uçlari diken halindedir. Yapraklari karsilikli ve saplidir. Çiçekler küçük demetler halinde bir araya toplanmistir. Küre seklinde ve bezelye büyüklügündeki meyvasi evvela yesil, olgunlukta morumsu-siyah renk alir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Bolu ve Trabzon civari.

Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kismi taze meyvalaridir. Meyvelerinde yag, renkli maddeler, seker ve glikoz vardir. Iyi bir müshildir. Surubu yapilir. Müshil ilaci olarak kullanilir. Bunlardan baska meyvelerinen yesil bir boya da hazirlanir. Memleketimizde yetismekte olan bir Akdiken çesidi de “Cehri” adiyla anilir. Bu cins sadece memleketimizde yetisir.

Anason: (Anis / Anis / Anise)

Haziran-agustos aylarinda, beyaz renkli çiçekler açan, 50-60 cm yüksekliginde, bir senelik bitki. Gövde dik, silindir biçiminde, içi bos, çok dalli, tüylü ve üstü çizgilidir. Alt yapraklari uzun sapli, oval veya kalb biçimindedir. Çiçekler bilesik semsiyelerde toplanmislardir. Meyveleri armut seklinde küçük, üzeri tüylü, yesilimsi sari renklidir.Basta Ege bölgesi olmak üzere bütün Anadolu’da bahçelerde yetistirilir. Kültür anasonunun vataninin Anadolu oldugu tahmin edilmektedir.Meyvalarinda nisasta, müsilaj, sabit ve uçucu yag bulunmaktadir. Uçucu yag miktarlari bitkinin cinsine ve yetistigi yerin sartlarina baglidir. Uçucu yagin % 80-90’i anetoldür. Anetol, zehir etkili fakat bu etkisi çok olmayan bir maddedir. Meyvelerinden su buhari distilasyonu ile elde edilen anason yagi, hemen hemen renksiz ve karakteristik kokuludur. Anason tipta midevi, bagirsak gazlarinin tesekkülünü önleyici, hazmi kolaylastirici ve gögüs yumusatici olarak kullanilir. Ayrica nefes darligi, öksürük ve kalb çarpintisi rahatsizliklarinda da etkilidir. Anason yüksek dozda alindiginda bas agrisi, uyusukluk, görme zorlugu yapar. Daimi kullananlarda anisizm hastaligina sebeb olur. Bilhassa çocuklara uyku vermede, midede tesekkül eden gazlari gidermede çok faydalidir. Bebekler için bir çay kasigi tohum bir bardak suya olmak üzere çay olarak hazirlanir. Yemeklerden önce veya süte katilarak bir kaç çay kasigi verilir. Büyükler % 1-2’lik çayini günde 2-3 bardak alabilir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Bütün Anadolu

Kullanildigi yerler: Kullanilan kismi, meyvalari ve yapraklaridir. Meyveleri tamamen olgunlastiktan sonra toplanir ve gölgede kurutulur. Hazmi kolaylastirir. Istahsizligi giderir. Mide ve barsak gazlarini söktürür. Idrar artirir. Migren agrilarini keser. Astim, nefes darligi ve bronsitte görülen sikayetleri giderir.

Andızotu: (Atgözü / Kizilagaç / Inula / Inula helenium / Annuèe inule)

Bilesikgillerden, menli yerlerde yetisen, 1 metre kadar sapi olan bir çesit ottur. Yapraklari büyük, yumusak ve yuvarlaktir. Çiçekleri sari renkte olup, aci ve kokuludur. Kökü kalindir. Meyveleri küçük, fistik kozalagina benzer.

Kullanildigi yerler: Mideyi kuvvetlendirir. Balgam söker. Mikroplari öldürür. Vücudda biriken tuzu atar. Üremi, nefrit, sistit, Idrar yollari hastaliklarinda faydalidir. Nefes darligini giderir. Karaciger hastaliklarini tedavi eder. Kasintilari keser. Fazla kullanildigi zaman, mide bulantisi yapar.

Ararot:(Maranta nisastasi / Arrow-root)

Sicak iklimlerde yetisen "Maranta" adli kamistan veya ona benzer baska bitkilerin köklerinden çikarilan beyaz bir tozdur. Nisastadan daha incedir. Kokusu ve tadi yoktur.

Kullanildigi yerler: Çocuk mamasi yapiminda kullanilir. Süt çocuklarina ve nekahat dönemindeki hastalara verilir. Hastaliklardan sonra görülen halsizlikleri giderir.

Ardıç:(Wacholder / Geniévre / Juniper)

Kisin yapraklarini dökmeyen daimi yesil agaçlardan. Yapraklari küçük pulsu veya igne seklinde olup 1-2 cm uzunlugundadir. Bir evcikli veya iki evcikli bitkilerdir. Ardiç yemisi diye anilan kozalaklari disi agaçlar üzerinde bulunur. Ardiç türleri kozalaklarinin büyüklügüne, rengine ve özellikle her kozalagin içinde bulunan tohumlarinin sayisina göre birbirinden ayirt edilir.

Çesitleri ve kullanildigi yerler: Sicak iklimlerde ve korunmus alanlarda agaç gibi büyümesine karsilik, soguk bölgelerde çali manzarasindadirlar. Genel olarak odunu yumusak ve dayaniklidir. Kursun kalem yapilir. Kerestesi de demiryolu traversi olarak kullanilir.

Bütün Kuzey Yarimküre’de yetisen 60 türü vardir. Memleketimizde 8 ardiç türü yetismekte olup önemlileri sunlardir:

Katran ardici (Juniperus oxycedrus):

Trakya ve Anadolu’da yaygindir. Çali veya küçük bir agaç seklindedir. Yapraklari üçlü ve baticidir. Kozalaklari kirmizimsi olup iki tohumludur. Dallarindan elde edilen katrani cilt hastaliklarinda kullanilir.

Adi ardiç (Juniperus communis):

Memleketimizde Trakya bölgesinde tesadüf edilen çalimsi veya küçük agaçlardandir, yapraklari baticidir. Kozalaklari mavimsi siyah renkli, üç tohumludur. Idrar söktürücü olarak kullanilir.

Bodur ardiç (Juniperus nana): Memleketimiz daglarinda, özellikle Kuzey Anadolu daglarinda genis topluluklar meydana getirir. Kozalaklari mavimsi siyah renklidir. Yenir ve idrar söktürücü özelliktedir.

Kokar ardiç (Juniperus foetidissima):

Dogu Akdeniz Bölgesi agacidir. Memleketimizin daglik yerlerinde yetisir. Sürgünleri dört köseli, kozalaklari mavimsi siyah renkli, 1-2 tohumludur. Yapraklar ezildigi zaman fena kokular çikarir.

Yüksek ardiç (Juniperus excelsa): Memleketimizin daglik bölgelerinde yetisir. Sürgünleri dört köseli degildir. Kozalaklari mavimsi siyah renkli, 4-6 tohumludur.

Finike ardici (Juniperus phoenicea): Bati ve Güney Anadolu’da yetisen çalimsi, bodur agaçlardandir. Kozalaklari kizilimsi kahverengi, 4-9 tohumludur.

Aslanağazı:(Kurtagazi / Tavsandudagi / Anthirinum / Linaire / Muflier)

Türlü renklerde yetisen güzel görünümlü bir bitkidir. Kokusuzdur. Daha ziyade süs bitkisi olarak kullanilir.

Kullanildigi yerler: Balgam söktürür. Bronsitte rahatlik verir.

Aslandişi: (Yabani acimarul / Karahindiba / Taraxacum officinalis / Dent de lion / Dandelion)

Bilesikgiller familyasindan, yol kenarlarinda, çayir ve hendeklerde yetisen bir çesit bitkidir. Yapraklari rozet seklindedir. Çiçekleri saridir. Taze yapraklari salata olarak yenilebilir. Kökünde, Teraxacin, Levulin, Inulin ve seker vardir. Yapraklari i lkbahar, kökleri ise sonbahar aylarinda toplanip kurutulur.

Kullanildigi yerler: Idrar söktürür. Mesane ve kalinbagirsak iltihaplarini giderir. Gögsü yumusatir, öksürügü keser. Balgamli ishalleri keser. Karaciger siskinligini indirir. Böbrek ve safra taslarini düsürür. Sarilikta faydalidir. Anne sütünü artirir. Taze filizleri kirildigi zaman akan sütü de disleri temizler. ögütülen kökü, kahveye de katilir.

Ayrıkotu:(Gemeine Qecke / Chiendent commun / Common Couch Grass / Scutch / Twitch)

Temmuz-agustos aylari arasinda yesil veya morumsu-yesil renkli basaklar veren, 30-100 cm boyunda, çok senelik otsu bir bitki. Toprak altinda çok fazla yayilmis olan ana kökleri bulunur. Bilhassa kumlu topraklari sever. Gövdeleri dik, tüysüz ve içi bostur. Yapraklari dar, uzun, ince, paralel damarli, sivri uçlu, koyu yesil renklidir. Çiçekler gövdenin ucunda ve yassi bir basak durumunda toplanmislardir. Meyve sarimsi renkli uzuncadir. Bitkinin etli kökleri çok eskiden beri üriner hastaliklarda kullanilan önemli bir halk ilacidir. Kökler mesane ve böbrek iltihaplari dahil, mesanedeki tas ve kumlari düsürmek için kullanilan iyi bir idrar söktürücüdür. Idrar arttirici olarak misir püskülü, arpa ile beraber kaynatilarak kullanilir. Hatta köpekler bile agiz ve barsaklarini temizlemek için bitkinin yapraklarini büyük bir zevkle yedikleri için bitki "köpekçimeni" olarak da bilinir. Tarlalarda belirtilen türden baska, buna çok benzeyen büyük ayrikotu (cynadan dactylon) olarak bilinen çesidinin daha kalin kökleri olup, nisasta da tasimasiyla ayrilir ve digeri gibi kullanilir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Istanbul, Trakya, Mugla, Anadolu.

Kullanildigi yerler: Kullanilan kisimlari kökleridir. Köklerinde triticin, uçucu yag, müsilaj ve potasyum bulunur.

Badem: (Echte Mandel / Amandie / Almond tree)

Mart ve Nisan aylari arasinda beyaz veya pembe renkli çiçekler açan, 5-12 m yüksekliginde bir agaç. Birçok çesitleri varsa da, tibbi bakimdan ikisi mühimdir: Amygdalus communis varyete dulcis (tatli badem), Amygdalus communis varyete amara (aci badem). Tohumun lezzeti birincisinde tatli, ikincisinde ise acidir. Yapraklari sapli, parlak, yesil renkli, kenarlari dislidir. Çiçekleri yapraklarin gelismesinden önce açar ve kisa saplidir. Çanak yapraklari yesilimsi sari renkli üçgen seklinde, 5 birlesik parçali, taç yapraklari beyaz veya pembe renkli 5 serbest parçalidir. Meyveleri oval sekilli, yesil tüylü genellikle bir, bazan iki tohumludur.

Kullanildigi yerler: Aci ve tatli badem tohumlarindan tazyik usulü ile yag elde edilir. Badem tohumlarinda yag, albuminli maddeler, E vitamini; sekerler ve emulsin isimli enzim vardir. Aci badem tohumlari uçucu yag tasirlar ve ayrica siyanogenetik bir glikoz olan amygdalin maddesi ihtiva ederler. Aci bademin uçucu yagi, iyi bir koku ve tat giderici (balik yagina ilave edilir) ve hafif bir dezenfektandir. Badem tohumlari, badem surubu hazirlanmasinda kullanilir. Çocuklar için iyi bir müshildir. Kremlerin terkibine girer. Meyve kabugu halk arasinda bogaz agrilarina karsi kullanilmaktadir.

Baldiran: (Aguotu / Conium maculatum / Ciques / Hemlock)

Nemli yerlerde yetisen, 1-2 metre boyunda zehirli bir bitkidir. Gövdesi kalindir. Saplarinin alt kismi erguvani renktedir. Yapraklari büyük, çiçekleri yayvan ve küçüktür. Ev ilaçlarinda kullanilmaz.

Kullanildigi yerler: Tipta, özellikle disçilik alaninda kullanilir. Agri kesici, spazm giderici ve siyatik, tetanoz ile epilepsi hastaliklarinin tedavisinde kullanilir.

Baldirikara: (Venushaar / Frauenhaar / Capillaire / Maidenhair)

Rutubetli ve serin yerlerde, akarsu kenarlarinda, kuyu duvarlarinda ve magara agizlarinda tesadüf edilen 20-40 cm yüksekliginde otsu bir bitki. Venüssaçi da denilmektedir. Yapraklari uzun, ince, parlak, siyah veya kirmizimtrak-siyah saplidir. Yaprak parçalari açik yesil renkli ve böbrek seklinde olup, uç taraflari loplara ayrilmistir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara bölgesi, Karadeniz, Ege, Akdeniz bölgelerinde yetisir.

Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kisimlari yapraklaridir. Yapraklar bütün yaz esnasinda toplanir, taze olarak veya gölgede kurutulduktan sonra kullanilir. Tipta çok eskiden beri yumusatici ve balgam söktürücü özelliginden dolayi öksürük ve bronsitlerde kullanilir. Baldirikara surubu da yapilir. Surup, balgam söktürücü olarak faydalidir. Kabiz edici etkisi de vardir.

Ballibaba: (Lamium / Lamier / Dead-nettle / Laminum)

Ballibabagiller familyasindan mor çiçekli, pembe, krem veya beyaz renkli bir bitki. Memleketimizde 27 türü tesbit edilmistir. Çogu türleri, Bati ve Güney Anadolu’da yaygindir. Bunun yaninda diger bölgelerde de yer yer rastlanmaktadir. En çok bilinen ve kullanilan türleri sunlardir:

Beyaz ballibaba (Lamium album):

Türkiye'de yetistigi yerler: Trabzon civari, Bayburt (Kop Dagi), Erzurum, Bingöl daglari ve Rize’dir. Mayis, eylül aylari arasinda beyaz renkli çiçekler açan, 20-30 cm boyunda, çok senelik bir bitkidir. Çitler, koru kenarlari ve rutubetli yerlerde, ekseriya isirgan otlari ile beraber bulunur. Gövdeleri dört köseli, dik, tüylü ve içi bostur.

Yapraklari sapli ve tüylüdür. Çiçekleri tüplü ve iki dudaklidir. Üst dudak migfer seklinde, alt dudak üç lopludur.

Sari ballibaba (Lamium galeobdolon):

Çiçekleri sari renktedir. Istanbul ve çevresinde bulunur.

Benekli ballibaba (Lamium maculatun): Çiçekleri kirmizi renkli, yapraklar beyaz ve siyah beneklidir. Kastamonu (Gavurdagi)da bulunur.

Kirmizi ballibaba (Lamium purpureum): 10-30 cm boyunda otsu bir bitkidir. Çiçekleri pembe renkli ve küçüktür. Kabiz ve yaralari iyi edici özellikleri vardir. Nezleye karsi iyi gelir. Memleketimizde çok yayilmistir.

Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kisimlari çiçekleri ve çiçekli dallaridir. Çiçekler açilmaya basladiklari esnada toplanir ve gölgede kurutulur. Hafif kabiz ve kan kesici özelligi vardir. Idrar yollari hastaliklarinda da kullanilmaktadir. Bütün ballibaba çiçeklerinden Anadolu’da ayni sekilde istifade edilmektedi r.

Bamya:(Okra / Ocker / Bamia / Gombo / Bamias / Okra / Gumbo)

Mutedil iklimlerde yillik, sicak iklimlerde ise, bir kaç defa yetistirilebilen, boyu 1-2 metreye kadar uzayan, yapraklari asma yapragina benzeyen, meyvesi bes bölmeli, tohumlari yuvarlak ve yesilimtrak gri renkte bir sebze.

Türkiye’de yetistigi yerler: Memleketimizde sebze olarak hemen her yerde yetistirilmektedir. Akdeniz çevresi, en müsait ve önemli yetisme bölgesidir. Türkiye’nin Erzurum, Kars gibi soguk ve yüksek yerleri hariç, hemen hemen her yerinde yetistirilebilmektedir. En çok Akdeniz ve Ege bölgesindeki ovalar ile Amasya’da ziraati yapilir. Memleketimizde, Sultani, Amasya ve Balikesir bamya çesitleri taninmistir.

Kullanildigi yerler: Faydali bir sebzedir. Yas veya kuru olarak sarf edilir. Konserveleri de yapilir. Meyveleri müsilajlidir. Kabizlik tedavisi ve barsaklarin düzenli çalismasi için faydalidir.

Banotu:(Bilsenkraut / Jusquame / Herbane / Konca / Bangootu / Hyoscyamus niger)

Yumusak tüylü, otsu bir bitki. Gavurhashasi adiyla da anilmaktadir. Yapraklari yumusak, sapli veya sapsizdir. Çiçekleri sapsiz veya kisa saplidir. Taç yapraklari alt tarafta tüp seklinde, üst tarafta biraz egri olarak genislemis ve yayilmis olup, tepede bes lopludur. Meyve çok tohumlu ve bir kapakla açilip tohumlarini saçan bir kapsüldür.

Memleketimizde alti banotu türü bilinmekle beraber, bu türlerden yalniz Hyoscyamus niger (Siyah banotu) ile H.muticus (Misir banotu) tedavi sahasinda kullanilmaktadir. Misir banotu memleketimizde Malatya civarinda bulunmaktadir. Bilhassa alkaloit endüstrisi için önemlidir. Siyah banotu hemen hemen bütün Anadolu ve Trakya’da bulunur. Tibbi maksatlar için kullanilir.

Hyoscyamus niger (Siyah banotu):

Mayis-eylül aylari arasinda sarimsi renkli çiçekler açan, 30-80 cm boylarinda, 2 senelik, otsu ve özel kokulu bir bitkidir. Gövdeleri dik, basit veya dallanmis ve yapiskan tüylüdür. Yapraklari, donuk yesil renkli, kenarlari girintilidir. Çiçekler çok kisa saplidir. Çanak yapraklari tüp seklinde, üzeri damarlidir. Taç yapraklari huni seklinde, bes parçali, kirli sari renkli ve mor damarlidir. Meyvalari çanak yapraklar tarafindan sarilan, kapak ile açilan bir kapsüldür. Bu kapsül içinde gri esmer renkli, oval veya böbrek seklinde, üzerinde küçük çukurcuklar bulunan çok miktarda tohum bulunur.

Türkiye’de yetistigi yerler: Memleketimizde alti türü vardir.Hemen hemen her tarafta, tarla ve yol kenarlarinda tesadüf edilir.

Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kismi; yapraklari, kökü ve tohumlaridir. Yapraklar, bitki çiçekli iken toplanir ve kurutulur. Tohumlar tamamen olgunlastiktan sonra alinir, güneste veya daha iyisi 40-50 derecelik firinlarda kurutulur. Yaprak, tohum ve bilhassa köklerde alkaloitler bulunmaktadir. Kuvvetli bir uyusturucu ve agri kesicidir. Bazi müshillerin tesir edebilmesini kolaylastirir. Çesitli merhemlerin terkibinde kullanilmaktadir. Bilmeden kullanildiginda sik sik zehirlenmelere sebeb olan bir bitkidir.

Behmen: (Kavzakökü / Centaurea behen / Parsnip / Panais)

Turpa benzer otsu bir bitkidir. 20 Ocak ile 20 Subat arasinda çiçek açar. Çiçeginin rengine göre, Kizilbehmen ve Akbehmen adlarinda iki türü vardir.

Kullanildigi yerler: Basur memelerinden dogan sikayetleri giderir.

Bergamot: (Bergamot Orange / Bergamote / Bergamot / Citrus Bergamia)

Ortalama 4 m boyunda bir agaç. Esas vatani Bati Hindistan’dir. Yapraklari uzun ve koyu yesildir. Çiçekleri beyaz renkli ve küçük olup, meyveleri küre veya armut biçiminde, 5-7 cm çapinda etli kismi eksi lezzetli, kabuk kismi limonsarisi renklidir. Eskiden Antalya bölgesinde genis çapta yetistirilmekteydi. Zamanla bu bölgede Bergamot’un yerini diger turunçgiller aldi. Bununla beraber halen Antalya civarinda bu tür az miktarda bulunmakta ve meyvelerinden reçel yapilmaktadir. Bergamot esansinin sanayideki önemi sebebiyle yer yer tekrar yetistirilmeye baslanmistir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Antalya bölgesi.

Kullanildigi yerler: Meyve kabuklarindan sikma usulü ile Bergamot esansi elde edilmektedir. Yesilimtrak sari renkli, hos kokulu ve aci lezzetli bir sividir. Parfümeri (itriyat) sanayinde kullanilmaktadir. Usaresinden kalsiyum sitrat ve sitrik asit elde edilir. Koku vermesi için bazen çaylara da karistirilir. Ayrica çesitli yörelerimizde reçeli yapilarak kisin yenilir.

Biberiye: (Rosmarin / Romarin / Rosemary / Kusdili otu / Rosmarinus officinalis)

Bütün ilkbahar ve yaz boyunca soluk-mavi renkli çiçekler açan, 1-2 m yüksekliginde, kisin yapraklarini dökmeyen bir bitki. Gövdeleri dik ve çok dallidir. Yapraklari mizrak gibi, etli ve yesil renklidir. Çiçekleri dallarin uçlarinda, yapraklarin tabanlarinda bulunur. Meyveleri esmer renkli ve findiksidir. Kusdili olarak da bilinir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Istanbul, Ege ve Akdeniz bölgelerinde bahçelerde süs bitkisi olarak yetistirilir.

Kullandigi yerler: Yapraklari ile bundan elde edilen yagi kullanilir. Yapraklari ve çiçekli dallar yaz mevsiminde toplanir ve açik havada kurutulur. Yapraklar ve çiçeklerinden uçucu yag, tanen, aci maddeler, organik asitler ve glikozit elde edilir. Mide ve barsak uyaricisi, idrar söktürücü ve safra artirici etkisi vardir. Uçucu yag, uyarici olarak haricen kullanilir. Birçok preparatlarin terkibine girer. Ayrica hazimsizligi gideririr. Çarpintilari keser. Yarimbas agrilarini (migren) keser. Idrar ve adet söktürür.

Bögürtlen: (Brombeerstrauch, Brombeere, Mure sauvage, muron, Ing. Bramble, blackberry)

Haziran-eylül aylari arasinda, beyazimsi veya pembemsi renkli çiçekler açan, yüksek boylu, çok senelik, dikenli ve çali görünümünde bir bitki. Ekilmemis yerlerde, çit, yol ve hendek kenarlarinda çok bulunur. Gövdeleri silindir sekilli, içi dolu, odunlu ve dikenli dallar, önce dik, sonra asagi dogru kivrik. Yapraklar sapli, kenarlari disli, alt yüzeyleri tüylüdür. Yaprak sapinda, uçlari geriye dogru kivrik dikenler bulunur. Çiçekler dallarin ucunda toplanmistir. Meyve; birçok kismi, meyvelerin biraraya gelmesiyle meydana gelmis küre biçiminde bir birlesik meyvedir. Rengi önce yesil, sonra kirmizi ve daha sonra olgunlukta siyahimtraktir.

Türkiye'de yetistigi yerler: Marmara bölgesi-Bati Anadolu ve Dogu Karadeniz.

Kullanildigi yerler: Kullanilan kisimlari yapraklari ve çiçek tomurcuklaridir. Yapraklar bitki çiçek açmadan toplanir ve gölgede kurutulur. Yapraklarda tanen ve organik asitler ihtiva eder. Hafif kabiz edici özelligi olmakla beraber; dis etleri, bademcik ve bogaz iltihaplarinda, ishal ve basurda kullanilmaktadir. Bögürtlenin 70 kadar türü vardir. Türkiye'nin çesitli bölgelerinde yetisen türlerine Rubus tomentosus, R. discolor misal verilebilir.

Dalakotu: ( Gemeiner / Gamander / Germander / Kurtluca / Duvarsedefi / Teucrium chamaedrys / Yermesesi )

Haziran-eylül aylari arasinda pembe veya beyazimsi renkli çiçekler açan, 10-30 cm boyunda, çok senelik, otsu bir bitki. Kisamahmuz, yer mesesi ve yer palamudu gibi adlarla da taninir. Orman altlari ile kurak çayirlarda rastlanir. Gövdeleri yatik, gövdeden çikan dallar ise dik, alt kisimlari yuvarlak üst kisimlari ise dört köseli ve tüylüdür. Çiçekler yapraklarin tabaninda gruplar teskil ederler. Pembemsi renkteki çiçekler tüp seklindedir. Dalakotunun tüylü olani ”Teucrium polium” mayasil otu olarak taninmaktadir. Bitki, üzerini tamâmen kaplamis olan tüylerden dolayi beyaz-gri renktedir. Yapraklarin kenarlari bilhassa uca dogru disli ve içe dogru kivriktir. Çiçekleri beyaz renkli olup oval durumlarda toplanmistir. Anadolu’da çogu yerde yaygindir. Ayni dalak otu gibi kullanilmaktadir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara, Karadeniz, Orta Anadolu ve Akdeniz bölgesi.

Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kismi, toprak üstü kisimlari, yâni çiçekli bitkidir. Çiçek açma mevsiminde çiçekli dallar toplanir, demet yapilip havadar bir yerde kurutulur. Istah açici, uyarici, yaralari iyi edici ve ates düsürücü olarak kullanilir. Bitki uçucu yag, aci maddeler, tanen, glikozit ve saponinler tasir.

Damkorugu: (Dach-Hauwurz / Orpin / brûlant / Joubarbe / Des toits / Wallpepper / creeping jack / Kulokotu / Saksigüzeli / Sedum / Sempervium)

Etli yapraklari olan, bir veya çok çiçekli bir bitkidir. Beyaz-sari-pembe renkli olan çiçekleri, kürevi veya salkim durumunda bulunurlar. Çogunlugu kuzey yarimkürede bulunan 600 türü vardir. Türkiye’de 35 türü bulunur. Tek veya çok yillik bitkilerdir. Yapraklari tabanda rozetler meydana getirirler.

Türkiye’de yetistigi yerler: Trakya ve Anadolu.

Kullanildigi yerler: Basir memelerini gidermek ve nasir tedavisi için kullanilir.

Defne: (Lorbeer / Laurier / Sweet bay laurel / Laurus nobilis )

6-18 m yüksekliginde, yuvarlak tepeli ve sik dalli bir agaç veya agaççiktir. Almasik sapin iki yaninda karsilikli degil de aralikli olarak bir sagda, bir solda bitmis yapraklar seklinde dizilmis, 7.5-10 cm uzunlugundaki yapraklar oval biçimli, donuk renkli derimsi ve sert kenarlari da genellikle dalgalidir. Bitkinin sarimsi veya yesilimsi beyaz renkte küçük çiçekleri, olgunlastiginda rengi koyu mora dönen tek tohumlu, etli meyveleri vardir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Bütün Akdeniz çevresi, özellikle nemli bogazlar. Vatani Anadolu’dur.

Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kismi yaprak ve meyveleridir. Yapraklari uçucu yag yönünden zengindir. Baharat olarak kullanilir. Defne meyvelerinde de uçucu yag ve diger yaglar, aci maddeler bulunur. Meyveleri midevî ve sinir agrilarina karsi kullanilir. Meyve yapraklarindan elde edilen yag cildi tahris edici merhemlerin içine konur. Ayni maksat için veteriner hekimlikte de, bundan baska sabun ve sampuanlara koku vermek için de kullanilir. Ayrica, ates düsürücü, terletici, istah açici, ve hazmi kolaylastirici özellikleri bilinmektedir. Hamilelerin kullanmasi tavsiye edilmemistir.

Demirhindi: (Tamarindearinde / Tamarinier / Tamarind / Tamarin / Tamarindus indica / Pulpa tamarindorum cruda )

Hindistan ve tropikal bölgelerde yetisen, yayik dalli boyu 20-25 metreye ulasan sicak iklim agacidir. Anayurdunun Habesistan oldugu tahmin edilmekte ise de bugün bütün tropikal bölgelerde yetismektedir. Çiçek açtigi zaman çok güzel bir görünümü oldugundan yetistigi bölgelerde, yol kenarlarina park ve bahçelere dikilir. Çiçekleri sari veya kirmizi renkte olup, dallarin ucunda salkim seklinde bulunurlar. Meyveleri 20 cm civarinda, kahverengi, çok tohumlu olup, olgunlasinca açilmazlar. Gövde kismi tahta isleri ve oymacilikta kullanilir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Güney bölgelerde yetisir.

Kullanildigi yerler: Yapraklari kaynatilarak elde edilen suyu solucan düsürmede ilâç olarak kullanilir. Meyvelerinden ise ilâç yapiminda istifâde edilir. Meyvenin bilesiminde elma asidi, sitrik asit, asetik asit, seker ve pektin bulunur. Tibbî kullanilmasinin disinda seker ve tatlicilikta ve vücuda serinlik ve rahatlik verdigi için serbet olarak kullanilir. Ayrica, susuzlugu giderici, ve müshil etkileri de bilinmektedir.

Deniz kadayifi: (Alaria esculenta / Carrageen )

Esmer su yosunlarindan bir çesit deniz bitkisidir.

Kullanildigi yerler: Solunum ve hazim sistemi nezlelerini giderir. Vücudu besleyici olarak kullanilir.

Deniz üzümü: (Meerträrub chen / Ephédre / Sand Cherry / Sea Grape / Ephedra campylopoda)

Dünyanin kurak yerlerinde yetisen bir bitkidir. Yesil ve çok dalli olan sürgünlerinde pul seklinde karsilikli iki yaprak bulunur. Yapraklar terlemeyi azaltmak maksadiyla çok küçülmüs ve pul seklini almistir. Bu sebeple dallar özümleme vazifesini üzerine almis ve yesillenmistir. Bu dallar dügüm ve dügümler arasi kisimlara ayrilmislardir. Ephedralar normal olarak iki evciklidir. Fakat bir evcikli hatta erdisi çiçekli olanlar da vardir. Ephedra cinsinin orta Asya’dan Akdeniz çevresi memleketlerine kadar olan bölgede, Orta Avrupa’da Kuzeybati Amerika, Meksika ve G.Amerika And Daglarinda yetisen 40 kadar türü, memleketimizde yetisen üç türü vardir.

Sarkik denizüzümü (Ephedra campylopoda):

Akdeniz ikliminin bulundugu kiyi bölgelerimizde, mese ve ardiç türleri üzerinde sarilici olarak yetisir. Dallari 1-4 mm çapinda, silindir seklinde, çiplak, boyuna hafif çizgilidir. Meyveleri ekim ayinda olgunlasan, ates kirmizisi renkli, iki tohumlu, 8-10 mm çapinda yalanci üzümsü bir meyvedir.

Ephedra major (Dik denizüzümü, dagburugu):

Iç Anadolu’da özellikle tasli ve çakilli yamaçlarda yetisir. 0.3-2 m boyunda, çali görünüsünde, odunlu bir bitki. Dallar sik, 1-1.5 mm çapinda, koyu yesil renkli ve çiplaktir. Yapraklar derimsi ve küçük, meyve kirmizi, nâdiren sari renkli, küre seklide ve üzümsüdür.

Ephedra distachya: Vatani Akdeniz çevresi memleketleridir. Memleketimizde Kars, Kayseri, Çanakkale çevresinde yetismektedir.

Ephedra sinica: Çin’de 5000 yildan beri taninan ve halk tibbinda kullanilan önemli bir bitkidir. Bu bitki özellikle Güney Çin’de deniz kenarina yakin yerlerde yetisir. Bugün Kuzey-Bati Hindistan ve Bati Pakistan’da yetismektedir. Bitki 60-90 cm yüksekliktedir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara, Ege, Akdeniz ve Iç Anadolu.

Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kismi kuru dallaridir. Bilesiminde, Ephedrin alkaolidi ve tanen vardir. Ephedrin astima karsi kullanilir. Eski devirlerden beri Çin’de ve Orta Asya’da terletici, ates düsürücü, romatizma agrilarini ve astim nöbetlerini dindirici olarak kullanilmistir. Fakat bugün çogunlukla astim nöbetlerini dindirici ve yüksek atese karsi kullanilmaktadir.

Dereotu: (Dill / Aneth / Anet / Tereotu / Anethum / Anethum graveolens / Peucedanum graveolens)

Nisan-haziran aylari arasinda, sarimtrak renkli çiçekler açan 30-70 cm boyunda, güzel kokulu, bir senelik otsu bir bitkidir. Dereotu, durakotu olarak da bilinir. Rutubetli, sulak ve gölgeli yerleri sever. Gövdesi dik, dalli, tüysüz, üstü çizgili ve içi bostur. Yapraklar ince ve dar parçali, koyu yesil renkli ve etlidir. Yaprak sapinin alt kisminda gövdeyi saran genis bir yaprakçik bulunur. Alt yapraklari sapli, üst yapraklar sapsizdir. Çiçekler bilesik semsiye durumunda toplanmislardir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara, Ege, Akdeniz bölgelerinde bahçelerde yetistirilir.

Yetistirilmesi: Dereotu ekilecek yer, ilkbaharda bellenir ve yanmis gübre ile gübrelenir. Hazirlanan yere serpmek sûretiyle tohum ekilir. Bir tahta yardimiyla bastirilarak, tohumlarin toprakla temasi saglanir. Ekilen tohumlar, 3-4 hafta geçtikten sonra çimlenir. Yabanci otlar görüldügü zamanlarda elle yolunarak temizlenir, sulamalar yapilir. Hasadi, yapraklari kesmek suretiyle olur ve yikanip demet hâline getirilerek pazara sevk edilir.

Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kismi meyveleridir. Meyveler eylül sonunda toplanir ve gölgede kurutulur. Meyvelerinde sâbit ve uçucu yag, pektin ve azotlu bilesikler vardir. Meyveler yatistirici, mide ve bagirsak gazlarini önleyici olarak kullanilir. Hazimsizlik ve hiçkiriga da tesiri iyidir. Yapraklari da yemek ve salatalarda kullanilir.

Devedikeni: (Circium arvense / Chardon / Yabani enginar)

Bilesikgillerden, tarlada yetisen 1 metre kadar boyunda bir bitkidir. Ince ve çengelli bir yapiya sahiptir. Yasken güzel koku verir. Kuruyunca kokusunu kaybeder.

Kullanildigi yerler: Atesdüsürücü, terletici ve vücüda rahatlik verici olarak kullanilir.

Dolamaotu: (Pronychia serpilifolia)

Karanfilgiller familyasindan, yesil ve beyaz renkte küçük çiçekleri bulunan bir bitkidir. Yapraklari beyazimtirak yasil renklidir. Köklerinden faydalanilir.

Kullanildigi yerler: Dolama ve çiban tedavisinde kullanilir.

Dulaptalotu:(Daphne mezereum)

Çiçekleri güzel kokulu olaün bir agaççiktir. Yüksek yerlerde yetisir. Meyveleri kirmizimtirak, yapraklaaçik yesildir. Kabuklari kullanilir.

Kullanildigi yerler: Zona (arpacik) tedavisinde kullanilir.

Dügünçiçegi:(Hahnenfuss / Rénoncule / Buttercup ranunculus / Giritlalesi / Sekayiklalesi / Turnaayagi / Kurbagaotu / Sütlüceotu)

Nisan-temmuz aylari arasinda, ekseriya parlak sari, nâdiren beyaz renkli çiçekler açan bir veya çok senelik otsu bitkilerdir. Çiçekleri ekseriya tek baslarina 5 veya daha çok parçalidirlar. Taç yapraklari genellikle parlak sari renktedir. Yapraklar elsi dilimli veya tam kenarlidir. Memleketimizde 78 türü bulunmaktadir.

Kullanildigi yerler: Dügünçiçegi (Ranunculus) türleri yakici, tahris edici, kizartici ve zehirli bitkiler olarak taninmislardir. Tedâvi sahasinda nâdiren kullanilir. Tedâvi maksadiyla kullanilmakta olan türler sunlardir:

Yakici dügünçiçegi (R. acer), yumrulu dügünçiçegi (R. bulbosus), bâsurotu (R. icaria) bataklik dügünçiçegi (R. scelerotus).

Bâsurotu ortaçagdan beri bâsura karsi kullanilmaktadir. Saponin, glikozit ve yakici bir uçucu yag tasir. Kavak merhemi ile birlikte hâricen basura karsi verilmektedir.

Bataklik dügünçiçegi ise zehirli olarak taninmis bir türdür. Hâricen kizartici ve kan toplayici olarak kullanilir.

Ebegümeci: (Hubbaz / Malva silvestris / Feuille de mauve / Mallow)

Çiçekleri sifali olan, yapraklari da sebze olarak yenilen, kendi kendine yetisen bir ottur. 20-70 cm boyundadir. Yapraklari sarmaldir. Mayis-Agustos aylari arasinda çiçek açar. Yaprak ve çiçeklerinde fazla miktarda "müsilaj" vardir. Yaprak ve çiçekleri taze iken kullanilir.

Kullanildigi yerler: Gögsü yumusatir, öksürügü keser. Mide ve barsaklarin düzenli çalismasini saglar, kabizligi giderir. Atesi düsürüp, vücuda rahatlik verir. Bogaz ve bademcik iltihablarini giderir. Lapasi, çibanrlarin olgunlasmasini saglar. Burun kanamasini durdurur. Dis eti hastaliklarini tedavi eder, mide agrisini keser.

Eğir otu: (Azakyeri / Acarus calamus / Sweet sedge / Hazenbel)

Yilanyastigi giller familyasindan, akarsu kiyilari ve batakliklarda yetisen 60-70 cm boyunda otsu bir bitkidir. Meyveleri yesilimsi, çiçekleri, sihaya yakin erguvani rektedir. Tadi mayhostur.

Kullanildigi yerler: Istah açar, Mide ve barsak gazlarini giderir. Mide eksimesini geçirir. Idrar ve adet söktürür. Dis etlerini kuvvetlendirir. Ter söktürür, atesi düsürür ve agrilari dindirir. Sinirleri yatistirir. Sarılık tedavisinde de kullanildigi bilinmektedir.

Ürünlerimiz arsında bulunan isveç iksiri'nin yapımında da kullanılmaktadır .

Eğrelti otu: (Farn / Farnkraut / Fougére / Fern Nepkrodium filixmas / Dryopteris filis mas / Fougere male / Filicis rhizoma)

Bu sinifta bulunan 170 cins, 9000 tür bitki yaklasik olarak dünyanin her tarafina yayilmistir. Türlerinin çogunlugu tropik bölgelerde yetismektedir. Egreltiotlarinin birkaç santimetre büyüklükte olanlardan, agaç sekline kadar çesitleri vardir. Bugün yasayanlarin çogunlugu, çok yillik otsu bitkilerdir. Bunlarin topragin yüzeyine yakin, ona paralel büyüyen sürünücü veya yukari yönelen kökçükleri vardir. Hemen bütün egreltiotlarinda, yapraklar tomurcuktayken içe dogru kivrilmistir. Kartal egreltisi, Venüs saçi, erkek egreltiotu, geyik dili, kaya egreltisi memleketimizde bulunan egrelti çesitleridir. Bu egrelti çesitlerinden erkek egreltiotu tipta kullanilir.

Erkek Egrelti otu (Dryopteris filixmas):

Mutedil bölgelerin rutubetli yerlerinde, orman altlarinda, kayalar arasinda yetisen 50-70 cm boylarinda, çok senelik, otsu zehirli bir bitkidir. Toprak alti gövdesi 10-40 cm uzunlugunda olup, dis kismi eski yaprak izleri veya kâideleri ile kaplidir. Alt tarafinda siyah renkli, ince kökler tasir. Ilkbaharda rizom gövdesinin ucundan kendi üzerine sarilmis olan genç yapraklar çikar. Yapraklar gelisince açilir. Yapraklar uzun sapli olup sapin kâidesi siskindir. Yapraklarin alt yüzlerinde spor keseleri vardir. Mutedil bölgelerin rutubetli yerlerinde, orman altlarinda, kayalar arasinda yetisen 50-70 cm boylarinda, çok senelik, otsu zehirli bir bitkidir. Toprak alti gövdesi 10-40 cm uzunlugunda olup, dis kismi eski yaprak izleri veya kâideleri ile kaplidir. Alt tarafinda siyah renkli, ince kökler tasir. Ilkbaharda rizom gövdesinin ucundan kendi üzerine sarilmis olan genç yapraklar çikar. Yapraklar gelisince açilir. Yapraklar uzun sapli olup sapin kâidesi siskindir. Yapraklarin alt yüzlerinde spor keseleri vardir.

Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kismi kökleri ve yapraklaridir. Kökleri sonbaharda toplanip, birkaç gün, havada sonra hafif isida kurutulur. Kökleri kalin, disi siyah, içi beyazdir. özel bir kokusu, tatlimsi ve kekremsi bir tadi vardir. Bilesiminde uçucu ve sâbit yaglarla, reçine, nisasta ve etkin madde filisin vardir. Barsak parazitlerine karsi çok eski târihlerden beri kullanilmaktadir. Toz veya hulasa hâlinde alinir. Müshil olarak yagi ilâçlarla verilmemelidir. Zîrâ yaglar, ilâçtaki toksin maddelerin yayilmasini kolaylastirarak siddetli zehirlenmelere sebeb olabilir. Tavsiye edilen miktarin disina çikmamalidir.

Ekmek agaci:(Brotfruchtbaum / Bread tree / breadfruit tree / Artocarpus incisia / Jaquier)

Kalin gövdeli, 15-20 m boyunda, büyük meyveli, tek evcikli bir agaçtir. Tropik, Asya adalarinda (Sunda adalarinda) yetisir. Ana vatani da Pasifik adalaridir. Yapraklari küçük ve düz kenarlidir. Ananasa benzeyen meyveleri 1-2 kg agirlikta olabilir. Yenen kisim, çiçek ekseni ve çiçek örtü yapraklaridir. Münferit meyveler findiksidir. Fakat çekirdek tesekkül etmez. Üremeleri vegetatiftir. Tohumla üreme olmaz. Her mevsimde mahsul verir.

Kullanildigi yerler: Ekmek agaci meyvesi nisasta bakimindan zengindir. Meyveleri beyaz etli ve biraz unludur. Haslanarak ve pisirilerek yenilebildigi gibi ekmek yapmak için de kullanilir. Bu bakimdan tropik bölgeler için önemli bir bitkidir.

Enginar: (Artischocke / Artichaut / Artichoke / Cynara scolymus / Cynara / Artichaut cynaria scolymus)

Haziran-temmuz aylari arasinda, mavi-mor renkli çiçekler açan, 50-150 cm boyunda çok senelik otsu bir bitkidir. Killi, kumlu ve rutubetli topraklarda yetistirilir. Gövdeleri dik, kuvvetli, sert ve boyuna olukludur. Yapraklari sapsiz, büyük, uzun-oval ve parçalidir. Çiçekler üst yapraklarin koltugundan çikan, uzun saplarin ucunda büyük basçiklar halinde toplanmistir. Çiçek tablasi etlidir. Hepsi tüp seklinde olan çiçekleri ve bunlarin aralarinda bulunan tüyleri tasir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara ve Ege bölgesinde bahçelerde yetistirilir.

Kullanildigi yerler: Bitkinin sebze olarak kullanilan kismi, çiçek tablasi ile tâze dip yapraklari ve kökleridir. Yapraklar ve kökte eynarin isimli aci bir madde, inulin, tanen ve filavon bünyesinde bir glikozit vardir. Tâze yaprak ve köklerinden yapilan hulâsa ve tâze yapraklardan hazirlanan çay, safra çogaltici ve idrar arttirici olarak karaciger hastaliklarinda kullanilir. Kanda kolesterini azaltir. Ates düsürücü ve istah açici tesirleri vardir. Ayrica, idrar söktürür, bedeni ve ruhi bitkinligi giderir, romatizma ve seker hastaliklari için faydalidir.

Ergeçsakali: (Erkeçsakali / Çayirmelikesi / Spirea / Flipendula ulmaria)

Gülgillerden, dallari saglam, sert ve kirmizimtirak bir bitkidir. Çiçekleri kar taneleri gibidir ve dallarin ucunda toplanmistir. Yaz aylarinda toplanip kurutulur. Bu bitkinin her yeri kullanilmaktadir.

Kullanildigi yerler: Idrar söktürür, vücutta biriken zararli maddelerin atilmasini saglar. Böbrek, mesane ve idrar yollarindaki iltihaplari giderir. Kani temizler. Sinirleri yatistirir. Nefes darligi ve astimda faydalidir. Diseti ve bogaz iltihaplarini giderir.

Esekkulagi: (Karakafes / Mayasilotu / Aguga raptans / Symphytum/ Consoude)

Sigirdiligillerden, çiçekleri beyaz veya menekseye çalan renklerde, yapraklari nester seklinde bir bitkidir. Mart-Temmuz aylari arasinda toplanip kurutulur.

Kullanildigi yerler: Müzmin ishali keser. Nefes darligini giderir. Gögsü yumusatir. öksürügü keser. Agiz, dil ve bogaz iltihaplarini giderir.

Feslegen: (Basilienkraut / Basilic / Sweetbasil / Reyhanotu / Ocimum basilicum )

Haziran-eylül aylari arasinda, pembemsi veya sarimsi-beyaz renkli çiçekler açan, 20-40 cm yüksekliginde, çok senelik, kuvvetli kokulu, otsu bir bitkidir. Reyhan otu olarak da bilinir. Vatani Iran ve Hindistan’dir. Gövdeleri dik, tüysüz veya hafifçe tüylü, çok dalli ve yapraklidir.Yapraklar karsilikli ve uzunca sapli olup, hos kokuludur. Çiçekler üst yapraklarin koltugunda ekseriya 6 çiçekli durumlar hâlinde toplanmistir.Çanak ve taç yapraklari tüp seklinde ve 2 dudaklidir.Meyveleri oval sekilli, küçük ve parlak siyah renklidir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Yerli degildir. Süs bitkisi olarak yetistirilir.

Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kisimlari, tâze çiçekli dallari ve tohumlaridir. Uçucu yag tasimaktadir. Bu yag içinde estragol,linalol, cineol ve pinen vardir. Feslegen midevî, yatistirici ve barsaklarda gaz tesekkülüne mâni olucu özelliklerinden dolayi % 1-2 lik çay hâlinde kullanilir. Uçucu yagda da ayni hassalar vardir.Idrar yollari hastaliklarina karsi tesirlidir. Tohumlarindan öksürük kesici olarak istifade edilir. Baharat olarak salata ve çorbalarda kullanilir. Ete, baliga ve sosise konur. Süte ve hardala karistirilir.Anadolu’da aroma vermesi için pekmez yapilirken içine konulur. Uçucu yagi parfümeride de kullanilir. Ayrica öksürügü kesici, hazimsizligi ve bas dönmeleri giderici özelligi de bilinir. ari sokmalarina karsi da faydalidir.

Fındık: (Haselnuss / Noisetier / Hazel-tree / Corylus avellana / Cobnut / Noisetier)

Kuzey yarimkürenin iliman bölgelerinde yetisen, çalimsi veya alçak boylu, tek evcikli, erkek ve disi çiçek ayri agaçta, ayri yerlerde olan bitkiler. Findigin erkek çiçekleri tirtilsidir. Disi çiçekler ayri agaçta ve tomurcuk hâlinde küçüktür. Genel olarak çiçekler yapraklardan önce açarlar. Yapraklari yuvarlak, oval veya yürek biçiminde, tüylü, yaprak kenarlari dislidir. Disi çiçeklerin çanak yapraklarindan olgunlasan findiklarin toplanmasi temmuz ve agustos aylarindadir. Findik agaci türlere bagli olarak çali formunda oldugu gibi, 15-20 m’ye kadar da boylanir. Kültür çesitlerinin çogu 3-4 m boyundadirlar. Bununla beraber bazi memleketlerdeki tek gövdeli agaç seklinde yetistirilir. Findiklar, meyvelerin iriliklerine ve sekillerine göre isimlendirilir.

Yurdumuzda yetistirilen baslica kültür çesitleri; tombul findik, sivri findik, badem findik, kan findigi ve fosa findigidir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Dogu Karadeniz bölgesi (Ordu, Trabzon, Giresun); Zonguldak, Bolu.

Kullanildigi yerler: Iç findigin bilesiminde ortalama olarak % 4’ü su, % 65,4’ü yag, % 15,6 protein, % 2,6 selüloz, % 0,98 azotsuz ekstrak maddeler ve % 1,55 kül vardir.Yag ve proteinler bakimindan önemli bir besin maddesidir. Findik, vitamin bakimindan da iyi bir kaynaktir. En fazla Bvitamini bulunur. 100 gram iç findikta 0,54 mg B vitamini, ayrica az miktarda A ve C vitaminleri de vardir. Külünde % 0,29 Ca, %35 P ve % 0,0041 Fe bulunur. Zengin bir besin maddesi olan findigin 1000 grami 725 kalori saglar. Bu özellikleriyle findik, bedeni ve zihni yorgunluklari giderir. Vücuda kuvvet verir. Hamilelik ve variste de tavsiye edilir.

Findik yagi: Böbrek agrilarini giderir. Kum ve tas düsürülmesine yardimci olur. Barsak solucanlarini düsürür. Mideleri rahatsiz olanlar, damar sertligi olanlar veya yüksek tansiyondan sikayet edenler, çok az yemelidir.

Filiskin: (Yarpuz / Mentha pulegium)

Akdeniz bölgesinde yetisen, üzeri tüylü, 10-15 cm boyunda kuvvetli kokusu olan bir bitkidir. Yapraklari kisa sapli olup, oval seklindedir. Çiçekleri morumsu pembedir. Terkibinde uçucu yag (Pulegon) vardir.

Kullanildigi yerler: Mide agrilarini keser. Kusma ve bulantiyi önler. Iktidarsizligi giderir. Vücudun dinç kalmasini saglar.

Frenk maydanozu: (Caerefolium / Chervil / Carfeuil)

Maydanozgillerden, itirli bir bitkidir. Birçok çesidi vardir.

Kullanildigi yerler: Idrar ve aybasi kani söktürür. Basur memelerinin verdigi sikayetleri giderir. Suyuyla kirpiklere kompres yapilirsa, uzamalarini saglar.

Frenküzümü:(Stachelbeere / Groseille / Currant / Ribes rubrum / Currant / Groseille)

Çogunlugu kisin yapragini döken, bâzilari da her zaman yesilligini muhafaza eden bodur çalilardir. Kökleri saçak seklinde olup, fazla derine inmezler. Dallari zayiftir. Her sene dipten yeni sürgünler meydana getirir. Meyveleri küçük salkimlar hâlindedir. Salkimlar üzerinde tâneler yuvarlak ve çok parlak renklidir. Kabuk yari saydam oldugundan, tânenin içerisindeki çekirdek fark olunabilir. Meyveler mayhos ve tatlidir. Frenküzümü mahsûlünü dâima genç sürgünler üzerinde verir (budamada bu hususa dikkat etmelidir). Yapraklari el biçimindedir. Frenküzümü en iyi sekilde mutedil iklimlerde yetisir. Fazla rutûbetli ve fazla kuru topraklari sevmez. Ilkbaharda erken uyandiklari için, dikimi sonbaharda yapmak iyi netice verir. Bahçe zirâatinda frenküzümü, 1,20x1,40 m aralik ve mesâfeyle dikilmelidir. Budanmayan frenk üzümleri iyi mahsul vermezler. Onun için yasli dallari budanir. Genç sürgünleri yerlerinde birakarak iyi bir aralama yapmak gerekir. Köklerden süren piçleri kesip atmali, ortada olanlarindan bir veya iki tânesini birakmalidir. Birakilan bu sürgünler fidani gençlestirir.

Baslica dört çesit taninmis frenküzümü vardir:

1) Küçük kirmizi frenküzümü,

2) Büyük kirmizi frenküzümü,

3) Siyah frenküzümü,

4) Sari frenküzümü.

Bunlardan en makbulü büyük tâneli kirmizi frenküzümüdür. Bu üzüm çesidi tesirlidir ve suyu çoktur. Surup yapmaya elverislidir. Frenküzümlerini iyice olgunlastirdiktan sonra toplamalidir.

Türkiye'de yetistigi yerler: Hemen hemen bütün bölgelerde.

Kullanildigi yerler: Istah açar, hazmi kolaylastirir. Idrar söktürür. Vücüda rahatlik verir. Böbreklerdeki taslarin düsürülmesine yardimci olur. Karinda toplanan suyu söker. Karaciger sisligini indirir. Surubu çok besleyicidir.

Funda: (Süpürgeotu / Erika / Bruyére / Heath / Erica / Galluna vulgaris / Buruyere )

Fundagiller familyasindan, alçak boylu, yaprak dökmeyen 500 kadar çali türünün ortak adi. Türlerinin bâzilari süs bitkisi olarak kullanildigi halde, bâzilari da orman alti zararli florasindandir. Gök funda (Erica cinerea) adli türü, evcil hayvanlar için altlik olarak kullanilir. 1-3 m boyunda, beyaz renkli güzel kokulu çiçekleri vardir. Erica scoporia isimli özel bir tür olan funda, yesilimsi çiçeklidir. 2-3 m boylu olup, süpürge yapiminda kullanilir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Trakya, Marmara ile Anadolu’nun hemen bütün sâhil bölgelerinde yetisir.

Kullanildigi yerler: Bâzi türlerinin dallari ipek böcekçiliginde aski olarak kullanilir. Cezayir’de yetisen bir türünün köklerinden dünyâca meshur “Bruyere” pipolari yapilir. Dallari çali süpürgesi yapiminda, ayrica yakacak olarak kullanilir. Ihtivâ ettigi “ericolin” isimli bir glikozit maddesi, idrar yollari taslarina karsi idrar söktürücü olarak, sulu hülâsâ halinde kullanilir. Funda ayrica, ishal ve böbrek taslari tedavisinde kullanilir. Zeytinyagi ile hazirlanan merhemi çiban ve egzamada faydalidir. Zayiflamak için de kullanildigi bilinmektedir.

Gelincik:

Mayis-agustos aylari arasinda, kirmizi renkli çiçekler açan, 20-30 cm boyunda bir veya bâzan çok senelik otsu ve beyaz sütlü bir bitki. Bugday tarlalarinda, ekilmemis yerlerde çok rastlanir. Gövdeleri dik ve tüylüdür. Çiçekler dallarin uçlarinda bulunur. Çanak yapraklari çiçek açma esnâsinda dökülür. Çiçekleri de çabuk dökülür. Meyveleri sarimsi esmer renkli olup, deliklidir ve bu deliklerden tohumlar saçilir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Hemen hemen her yerde yetismektedir.

Kullanildigi yerler: Kullanilan kisimlari çiçekleridir. Çiçekler güneste ve mümkün oldugu kadar çabuk kurutulur. Bilesiminde zamk, seker, müsilaj ve çok az miktarda alkaloit bulunur. Hafif yumusatici ve uyusturucu bir tesiri vardir. öksürük ve nezle gibi hastaliklarda yumusatici olarak surup hâlinde verilir. Uykusuzlugu giderir. Yaniklari iyilestirir. Çiçekleri su içinde siselerde güneste bekletilerek serbeti çikarilir. Içine limon tuzu konursa rengi çabuk ve daha güzel çikar. Yazin serbet olarak içilir.

Gözlükotu: (Gözotu / Euphraia rostkovina )

Kirlarda kendiliginden yetisen bir çesit bitkidir. Çiçekleri, ufak, beyazimtirak mavi ve kirmizi benekli olup, yapraklarinin ortasindadir. Çiçekleri yaz aylarinda toplanip kurutulur.

Kullanildigi yerler: Göz nezlesi ve göz iltihaplarinda kullanilir. Mide ve barsak gazlarina faydalidir.

Greyfurt:

Vatani Çin ve Hindistan olan, fakat bugün birçok çesit ve kültür formlariyla bütün subtropikal memleketlerde yetistirilen, yaprak dökmeyen, uçucu yag tasiyan küçük agaçlar. Yapraklari derimsidir.Çiçekler, beyazimsi renkli, meyveleri büyük, toparlak yassi, açik sari renkli, ince kabuklu, bol usârelidir.Meyvelerinin çekirdekli ve çekirdeksiz cinsleri bulunur. Meyve dilimlerinin kabuklari soyulunca acilik kalmaz, rahatlikla yenebilir.Kizmemesi veya altintop gibi isimlerle de taninir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Güney, Güneybati, Kuzeydogu Anadolu’da yetistirilir.

Kullanildigi yerler: C vitamini bakimindan zengindir. Meyve kabuklarindan marmelat yapilir. Karacigerin normal çalismasini saglar. Hazmi kolaylastirir. Vücudda biriken suyu ve zehirli atiklari atar. Kani temizler. Bedeni ve zihni yorgunluklari giderir. Akciger ve gögüs hastaliklarinda faydalidir.

Gül: (Rosa / Damaszener Rose / Hundsrose / Rose / Damask rose / Dorgrose herbrose / Rosaceae / Rosier)

Mayis-haziran aylari arasinda, pembe, beyazimsi, sari, kirmizi renkli çiçekler açan, güzel kokulu çok senelik, çalimsi ve dikenli bir bitki. Gövdeleri silindir biçimli, yesilimsi, esmer renkli, çok dalli ve dallar sik dikenlidir. Dikenlerin uçlari kivrik ve genellikle kirmizi renktedir. Yapraklar sapli ve kulakçikli, 5-7 yaprakçiklidir. Çiçekler dallarinda tek tek veya kümeler hâlinde bulunur. Çanak yapraklari 5 parçali, taç yapraklari ise çok parçalidir. Deniz seviyesinden îtibâren, 3500 m yükseklige kadar, kâfi derecede rutûbetli ve geçirgen topraklarda yetisir. Türkiye’de yabânî olarak yetisen 23 türü bulunmaktadir. Çok eski bir kültür bitkisidir. Mensei kesin olarak bilinmemekle birlikte, çogu gül çesitlerinin menseinin Asya’nin mutedil bölgeleri oldugu kabul edilmektedir.

Çiçeklerine göre: Yalin kanat, yarim katmerli ve katmerli güller.

Boylarina göre: Bodur, yüksek ve sarilici güller.

Çiçeklenme zamanina göre: Yilda bir çiçek açanlar, yilda birden fazla çiçek açanlar ve yediveren güller diye siniflandirilmaktadirlar.

Isparta gülü (Rosa damascena):

Çok eski bir kültür bitkisi oldugu için mensei belli degildir. Halen Isparta çevresinde bol miktarda yetistirilmektedir.

Isparta veya yag gülü, Isparta çevresinde, 1,5-2 m aralikla siralar hâlinde ekilmektedir. Üretilmesi çelikle yapilir. Çelikler de kasim ve aralik aylarinda ekilir. Ürün ikinci yildan îtibâren alinmaya baslar. Üçüncü ve dördüncü yaslarda verim en fazladir. Daha sonra bu yasli güller kesilerek gençlestirme yoluna gidilir. Gül bahçelerinden gençlestirme sûretiyle 15-20 sene faydalanilabilir.

Yabânî gül (Rosa canina):

Memleketimizde oldukça yaygin bir gül çesididir. 2-3 m yüksekliginde, pembe veya beyaz çiçekli bir agaççiktir. Meyveleri parlak kirmizi renktedir. Bu gülün olgun meyvelerini saran, baslangiçta agizi dar bir bardak seklinde olan çiçek ekseni, çiçek tablasi olgunlasinca etlenip, kirmizi bir renk alir. Bu meyvelere “kusburnu” adi verilir. Bilesiminde tanen, pektin, vitamin C, sekerler ve organik asitler vardir. Kabiz edici, idrar söktürücü olarak, böbrek ve safra taslarina karsi, C vitamini yönünden zengin oldugu için de bâzi bölgelerde marmelât yapiminda kullanilir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Anadolu ve Trakya.

Kullanilan kisimlari: Gülün kullanilan kisimlari çiçegi, çiçeklerinden elde edilen gülyagi ve gülsuyudur. Çiçekler sabahin erken saatlerinden günes dogmadan toplanip gölgede kurutulur. Su buhari ile distilasyona tâbi tutulur. Elde edilen kismin üst tarafinda gül yagi toplanir. Alttaki sulu kisim ise gül suyunu teskil eder. Genellikle 3000-3500 kg çiçekten, 1 kg gülyagi, 500 kg gül suyu elde edilmektedir.

Kullanildigi yerler: Gül çiçeginin taç yapraklarinda uçucu yag, tanen, gallik asit, kuarsitrin, siyanin, seker ve mum vardir. Gülyagi tibbî bir tesire sâhib olmamakla berâber, bilhassa parfümeri ve kozmetik sanâyiinde bâzi pomatlar ile galenik preparatlarin kokusunu degistirmede çok kullanilir. Antiseptik (mikrop öldürücü) etkisi vardir. Bogaz ve bademcik iltihaplarini giderir. Göz kanlanmalari ve göz nezlesinde etkilidir. Dâhilen ise hafif müshil etkilidir. Gülsuyu, gül reçelleri halk arasinda yaygin olarak kullanilir.

Gülhatmi: (Althaea rosa / Hubbaze)

Ebegümecigillerden, yapraklari genis ve yuvarlak, çiçekleri büyük ve türlü renklerde olan bir süs bitkisidir.

Kullanildigi yerler: Balgam söktürür. Vücuda rahatlik verir. Nezle ve öksürükten kaynaklanan sikayetleri giderir. Bogaz, bademcik ve dis eti iltihaplarinda kullanilir. Barsak iltihaplarinda etkilidir.

Günlük: (Buhur / Boswellia / Styrax / Frankincense / Encens /)

Tropik bölgelerde yetisen "Sigala (Amber) Agaci"ndan elde edilen yagdir. Sigala yaginin mart ayindan itibaren sekiz ay süre ile üretimi yapilmaktadir. Bu yag agacin salgi hücrelerinde meydana gelir. Salgi hücreleri bitkide tabii olarak fakat az miktarda bulunmaktadir. Agaçlarda yaralama sonucu balsam meydana gelir ve bu yaralama sirasinda salgi hücrelerinin sayisi da artar. Yaralama kepçe gibi biçaklarla yapilmaktadir. Yara yeri 15-20 günde bir derinlestirilmektedir. 3-4 yaralamadan sonra balsam tesekkül eder. Agacin kabuk kismi, odun kismina kadar siyrilmak süretiyle balsam toplanir. Bir kazanda yarim ile bir saat kaynatilir. Böylece kabuklardan ayrilan balsam, dibe çöker, kabuklar suyun üzerinde kalir. Bu kabuklar yabalarla alinarak bir preste sikilir ve akan balsam ile su havuzlarda toplanir. Bir süre dinlendirilince, balsamin bir kismi dipte, bir kismi suyun üstünde olmak üzere toplanarak sudan ayrilir. Kazanin dibinde kalan balsam ile havuzlarda biriken balsam birlestirilir. Kalan yongalar kurutulduktan sonra “buhur” veya “günlük” adi altinda satilmaktadir.

Kullanildigi yerler: Nefes darligini giderir. Tütsü olarük kullanilir.

Güvercinkökü: (Jatrorrhiza palmata / Racine de colombo)

"Jatrorrhiza palmata" Adli bitkinin köküdür. Terkibinde "kolombin" ve "Barberin" denilen maddeler vardir. Tadi acidir.

Kullanildigi yerler: Ishali keser. Istahi açar. Mideyi kuvvetlendirir. Fazla kullanildigi takdirde, mide ve barsaklara zarar verir.

Güveyfeneri: (Gelinfeneri / Fenerçiçegi / Gelinotu / Askelmasi / Kis kirazi / Physalis alkakengi / Winter cherry / Lanterne)

Patlicangillerden, kireçli topraklarda yetisen bir çesit bitkidir. Çiçekleri pembe-beyaz renklerdedir. Yemisleri kiraz ya da küçük domateslere benzer. C vitamini içerir. Lezzeti acimtiraktir. Meyveleri Eylül-Ekim aylarinda toplanip kurutulur.

Kullanildigi yerler: Idarar ve ter söktürür. Karinda toplanan suyu bosaltir. Böbrek taslarinin düsürülmesine yardimci olur. Sarilikta da faydalidir.

Güzelavratotu: (Belladon / Atropa belladonna / Deadly nightshade)

Patlicangillerden, kireçli topraklarda yetisen 180 cm kadar boyunda birkaç sene yasayan nahos kokulu bir bitkidir. Meyveleri kiraz gibi yuvarlak ve siyah renktedir. Çiçekleri boru seklinde, koyu kirmizimsi veya sarimtiraktir. Terkibinde bir çesit zehir olan "Atropin" vardir. Sadece tibbi maksatla kullanilir. Bir hekim tavsiyesi olmadan kesinlikle kullanilmamalidir.

Kullanildigi yerler: Agri kesici ilaç yapiminda kullanilir. Ayrica, mide, barsak, astim, kalp, sinir ve beyin hastaliklarinin tedavisi için yapilan ilaçlarda du kullanilmaktadir.

Hanımeli: (Geissblatt / Jelängerjelieber / Chevrefeuillie / Honeysuckle / Lonicera caprifolium / Honey-suckle)

Mayis ve temmuz aylarinda pembemsi beyazimtrak-sari renkli çiçekler açan, 1-3 m yükseklikte, tüysüz veya az tüylü tirmanici bir bitkidir. Yapraklar gövde üzerinde karsilikli-çapraz, derimsi, tüysüz ve alt yüzü az tüylüdür. Asagidaki yapraklar kisa sapli ve yumurtamsi sekilde olup, yukardakiler ise gövdeyi saracak sekilde tabanlariyla birlesmis durumdadir. Güzel kokulu olan çiçekler, tepedeki yapraklarin koltugunda, genellikle üç demet hâlinde, oldukça uzun sapli, basçik tipinde çiçek yaparlar. Çiçekler uzun tüpsü ve sarkik dudaklidir. Olgunlukta kirmizi renkli üzümsü meyveler verir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara, Bati ve Güney Anadolu, Karadeniz, Dogu Anadolu.

Kullanildigi yerler: Tipta yapraklari gargara yapmak için, çiçekleri antispazmodik olarak, meyveleri de idrar söktürücü ve kusturucu olarak kullanilir.

Hardal:

Kullanildigi yerler: Siyah hardal tohumundan tipta, bronsit ve zatürreden kaynaklanan sikayetleri gidermek için haricen kullanilan ilaçlar yapilir. Sofra hardali ise hazmi kolaylastirip, kabiz olmayi önler.

Haşhaş: (Schlafmohn / Poppy / Papaver / Papaveraceae / Papaver somniferum glabrum / Oplum poppy)

Yüzyillardan beri ekilmekte olan bir kültür bitkisidir. Hashas ziraatinin ilk defa nerede baslamis oldugu kesin olarak belli degildir. Bâzi yazarlara göre Akdeniz havzasi, Anadolu ve Mezopotamya’dir. Türklerin eski anayurtlari olan Orta Asya’da hashas ziraatini yapmakta olduklari ve göçler ile bu kültürü etrafa yaydiklari düsünülmektedir. Etiler zamaninda Anadolu’da hashas ekimi yapildigi arkeolojik kazilarla ortaya çikmistir. Anadolu birçok cografik ve ekolojik hashas gruplarinin toplandigi bir yerdir. Bu sebeple Anadolu’da çok çesitli hashas gruplarina rastlanir. Memleketimizde yetistirilen hashas iki alt türe ayrilmaktadir:

1) Papaver somniferum alt tür anatolicum (Körhashas): Bitki 50-120 cm boyunda, az veya orta dalli, kapsülleri büyük (5 cm çapli), kalin kabuklu, konik, yuvarlak, olgunlasinca delikleri açilmayan türdür.

Bu alt türün de beyaz ve mor çiçekli olan varyeteleri (çesit) vardir.

Varyete albescens (Akhashas): Çiçekler saf beyaz, tohumlar beyaz veya devetüyü renklidir. Ekilmekte olan hashaslarin % 60-70’ini bu varyete teskil etmektedir. Bilhassa soft bölgede (Amasya, Tokat, Çorum, Malatya) ekilmektedir.

Varyete violascens (Karahashas, Gökhashas): Çiçekler açik veya koyu mor, tohumlar gri veya kahverengidir. Yukaridaki varyeteye göre daha az ve genellikle onunla birlikte ekilmektedir.

2) Papaver somniferum alttür spontaneum (Açikhashas):

Bitki 60-100 cm boyunda, kapsülleri küçük (2,5 cm çapli), çok ve nadiren orta dalli, ince kabuklu olup olgunlasinca kapsül meyvede delikler açilir. Bu alt türün de varyeteleri vardir. Ekimi körhashas alt türünün varyetelerine göre az olmakla beraber Bilecik, Kütahya, Usak, Afyon, Burdur, Isparta, Denizli ve hashas zirâati yapilan hemen her mintikada bulunur. Varyete violaceum’un çiçekleri açik mordan koyu mora kadar degisen renkli, dip kisimlari koyu mor renklidir. Tohumlar mavimsi-gri veya kahverengidir. Anadolu’da açik hashasin ençok rastlanan varyetesidir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Anadolu.

Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kisimlari ham meyvelerinin çizilmesi ile elde edilen afyon, kurutulmus ham meyveler, yapraklar, tohumlari ve tohumlarindan elde edilen yagidir. Hashas yapragi elde edildigi alt türe ve gövdedeki yerine göre sekli az çok degisir. Bilhassa hâricen kullanilan bâzi merhemlerin bilesimine girer ve agri dindiricidir. Hashasbasi, hashasin olgunlasmasindan, sütlüyken toplanan ve kurutulan, tohumlari çikarilan kapsül meyveleridir. Bilesiminde toplanma zamanina göre degisen afyon alkoloitleri vardir. Harici agri dindirici olarak, özellikle dis hekimliginde kullanilir. Tohumlarinin yagi ise, tohumlari sogukta tazyik edilmesi sûretiyle elde edilen yagdir. Sogukta elde edilen yagin bilesiminde asitler az, sicakta elde edilen yagin ise asitleri fazladir. Sogukta elde edilen yag, bâzi merhemlerin bilesimine girer. Sicakta elde edilen yag, yemek yagi ve sanayide sabun yapiminda kullanilir. Içerdigi zehirli maddele dolayisiyla, hekim kontrolü ve tavsiyesi olmadan kesinlikle kullanilmamalidir.

Hatmi:(Apothekerstockmalve / Guimauwe / Marshmallow / Althaea officinalis)

Temmuz-agustos aylarinda, pembemsi - beyaz renkli çiçekler açan, 50-150 cm yüksekliginde, çok senelik, otsu ve tibbî bir bitkidir. Sulak çayirlar ve dere kenarlarinda bulunur. Gövdeleri dik ve tüylüdür. Yapraklari sapli ve çok tüylüdür. Çiçekler, dallarin ucundaki yapraklarin koltugunda tek tek veya gruplar hâlinde bulunur.

Türkiye’de yetistigi yerler: Akdeniz bölgesi.

Kullanildigi yerler: Bitkinin kullanilan kisimlari yapraklari, çiçekleri ve köküdür. Yapraklari bitki çiçekliyken ve çiçekler tamâmen açmadan toplanir ve gölgede kurutulur. Kökler ise yasli bitkilerden sonbaharda alinir, kabuklari soyularak gölgede kurutulur. Bütün bitki fazla miktarda müsilaj tasir. Bundan baska nisasta, sakkaroz, galaktoz, pektin, yag, tanen ve asparagin tasir. Yaprak, çiçek veya kökleri haricen ve dahilen gögüs yumusatici olarak kullanilir. Çiçekleri gölgede kurutulup çay gibi demlenince gögüsü yumusatir ve öksürüge iyi gelir. Dövülmüs hatmi taneleri vücuda sürülürse, sinek ve böcek isirmailarini önler. Ayni sekilde kullanilan diger türler sunlardir:

Gül hatmi (Althaea rosea): 1-2 m yüksekliginde, beyaz, sari-kirmizi ve siyahimsi- kirmizi renkli çok senelik bir bitkidir. Meyvelerinin üzeri tüylüdür. Süs bitkisi olarak yetistirilir. Diger hatmi gibi kullanilir.

Killi hatmi (Althaeae hirsuta): 10-40 cm yüksekliginde, dik ve tüylü, eflatun renginde çiçekleri olan bir bitkidir. Tibbî hatmi gibi kullanilir.

Havlican: (Galgant / Alpinia / Galingale / Alpinia officinarum)

Bir çenekliler sinifinin Zencefilgiller familyasindan güzel çiçekli, itirli, çok yillik, otsu bitkidir. Diger ismi galangal veya Çin zencefilidir. Toprak üstü saplari çok fazla dallanmis rizomlardan (kök saplarindan) çikar, ilâve saplari da olabilir. Bir metreden fazla yüksekligi vardir. Kirmizi çizgili, çiçekleri beyaz yapraklari bulunur. Havlican çok cazip çiçeklerinin ve kokusunun güzelligi sebebiyle aranan bir bitkidir.

Kullanildigi yerler: Kurutulmus rizomlari hamur islerinde kullanilir. Bu rizomlardan elde edilen yag sari sividir. Serinletici olup, kâfur benzeri kokuya sâhiptir. Kurutulmus rizomlari ve türevleri acimtrak aromalidir. Havlican kökü, mesrubatlarda, dondurma, sekerlemeler, tarim ürünleri, çikolata çesitlerinde kullanilabilir. Rizomlari ayrica zencefil gibi baharat olarak da kullanilir. Tibbî faydasinin çok oldugu bilinmektedir. Kaynatilan suyu bir miktar içilirse mîde agrilarina, romatizma ve kulunca iyi gelir. Bel gevsekligi, çocuklarin yatagi kirletmesini önler. Balgam söktürür, tükürük ifrâzâtini arttirir. Agiz kokusunu giderir. Mafsal agrilarina ve mîde eksimesine iyi gelir.

Havuç: (Mohrrübe / Carotte / Carrot / Daucus corota )

Kökleri sebze olarak yenen iki yillik bir kültür bitkisidir. Havucun vatani Orta Avrupa’dir. Yabânî olarak Avrupa, Kuzey Afrika ve Asya’da rastlanir. Memleketimizde de rastlanmaktaysa da kültür havucu özelliginde degildir. Bitki 1-1,5 m kadar boylarinda, az dalli, parçali yapraklidir. Çiçekleri yazin açan küçük, beyazimsi renkli semsiye durumunda toplanmislardir. Elverisli topraklarda ana kök bir metre kadar derine inebilmektedir. Havucun kazik seklindeki etli kökleri kültür sâyesinde meydana gelmistir. Havucun açik sari-turuncu renkteki dis kismi kabuk kismidir. Kök meyveleri farkli türleri sebebiyle çesitli sekil ve büyüklüktedir. Koyu sarimsi-turuncu renkte olan iç kismi odun dokusuna tekâbül etmekle birlikte genellikle parankimatik hücrelerden yapilmistir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Dogu Anadolu hâriç bütün Anadolu.

Kullanildigi yerler: Bitkinin tohumlari ve kazik kökleri (havuç) kullanilir. Tohumlar eterik yag ihtiva eder ki, bu da geraniol elde etmekte kullanilabilir. Ayrica konserve ve parfümeri sanâyiinde kullanilir. Kültür kök meyveler likopin, karotin provitamin A, B1, B2, C vitaminleri, % 7 oraninda seker, % 29 kadar fosfor ve mâdenî tuzlar ihtiva eder. Bu kök meyveler ham madde olarak karotin elde etmede, gida olarak tâze ve tursu hâlinde kullanilir. Provitamin A, vücutta vitamin A hâline geçer. Vitamin A, hastaliklara karsi mukâvemet kazandiran, göz ve cilt hastaliklarini önleyen çok faydali bir maddedir. Tâze havuç, günes yaniklari vakalarinda lapa hâlinde kullanilir. Havuç unu ve suyu çocuklarin beslenmesinde çok faydalidir.

Hayit: (Ayit / Vitex agnus-castus / Agnus castus / Petit poivre)

Mineçiçegigiller familyasindan, Bati ve Güney Anadolu'da yasayan bir agaççiktir. Temmuz aylarinda mor renkli çiçekleri açar. Dallari ve yapraklarinda, uçucu ve sabit yag, tanen, sineol, sekerler, kristalize maddeler ve glikozit vardir.

Kullanildigi yerler: Idrar söktürür. Sancilari keser. Aybasi kanamalarini düzenler. Anne sütünü artirir. Hazimsizligi giderir. Karin agrisi ve ishali keser. Ayak sislerini indirir. Akrep ve ari sokmalarinda kullanilir.

Helvacıkabagı: (Kestanekabagi / Cucubirta maxima / Winter squesh / Potiron)

Gövdeleri silindir biçiminde, yapraklari böbrek seklinde ve tüylüdür. Meyveleri basik küremsi, sapli, ince kabukludur. Pisirildiginde kabuklari yumusar ve zar gibi soyulur. Kirmizi etli kisminda sekerli ve nisastali maddeler vardir. Yemegi ve tatlisi yapilir.

Kullanildigi yerler: Her iki türün tibbî olarak kurutulmus tohumlari kullanilir. Tohumlarinda sâbit yag ve peporesin vardir. Tohumlari (çekirdekleri) tenya ve kurt düsürücü olarak bilhassa çocuklarda kullanilmaktadir. Tohumlar dis kabuklarindan ayrilarak dövülür, sekerle karistirilarak verilebilir. Ortalama doz çocuklarda 40 gr büyüklerde takriben 100 gr’dir. Kabak çok besleyici özelliktedir C ve B1 vitamini ihtiva eder. Pisirilen etli kismi yiyecekten baska çiban ve sis yerlere lapa olarak da tatbik edilir.

Hiyarsenbe: (Hind hiyari / Hiyarsember / Casse / Cassia fistula)

Baklagilerden, "Leguminoseae" denilen bir agacin meyveleridir. Dogu Hind, antil ve Brezilya'da yetisir. Meyvesi silindirik ve siyahtir. Terkibinde, seker, pektin, zamk, tanen ve esans vardir.

Kullanildigi yerler: Kabizligi önler. Fazlasi müshildir.

Hindistancevizi:

Kullanildigi yerler: Idrar söktürür. Böbreklerdeki kum ve taslarin düsürülmesine yardimci olur. Mide agrilarini giderir.

Hodan:(Borretsch / Gurkenkraut / Bourrache / Borrego officinalis / Borage)

Mayis-eylül aylari arasinda mavi renkte çiçek açan, sert tüylü, 15-60 cm yüksekliginde, bir yillik otsu bir bitkidir. Sigirdili olarak da bilinir. Daha çok rutubetli yerleri sever. Yapraklari burusuk, sert tüylü, oval sekilli, alttakiler sapli, üstekiler sapsizdir. Çiçekler uzun saplidir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara, Kuzey ve Bati Anadolu.

Kullanildigi yerler: Bitkinin çiçekleri ve yapraklari kullanilir. Fazla miktarda müsilaj, reçine, mâdenî tuzlar tasir. Yapraklar ve çiçekler ter verici, idrar ve balgam söktürücüdür. Bogaz agrilarina ve öksürüge karsi kullanilir.

Hurma: (Dattelpalme / Dattier / Date palm / Phoneix dactyfera / Datte)

Insanoglunun yetistirdigi en eski bitki çesitlerinden biridir. Bâbil’in en eski yerlileri Sümerler hurmayi en azindan 5000 sene önce ilk defâ yetistirmislerdir. Kuzey Afrika ve Orta Dogu bölgelerinin ekonomisinde çok eskiden beri büyük bir rol oynar. Amerika’ya Ispanyollar tarafindan 19. yüzyilin baslarinda getirilmis ve Meksika civârinda yetistirilmistir. Ilk defâ Basra Körfezinde yetistirildigi tahmin edilen hurma bitkisi yaklasik 18-24 m boyundadir. Yapraklarinin bir kismi yere dogru sarkar ve bir kismi da yukari dogrudur. Yapraklarinin uzunluklari 6 m civârindadir. Gövdeleri diktir. Tabanindan birçok sürgün verir. Yelpâze olan yapraklarinin büyükleri tepede toplanmistir. Çiçekleri ekseriyâ tek cinslidir. Basak tipindeki çiçekleri “spata” adi verilen büyük yapraklarla çevrelenmistir. Gövdesinde yapraklar genellikle toplu olarak bulunur. Küçük sari çiçekleri toplu hâlde açarlar. Farkli cinsiyetli çiçekler ayri agaçlarda yetisir. Disi çiçekler zamanla tek tohumlu meyvelere dönüsürler. Meyveleri sarimsi kahve renkli, dis kabuk sarimsidir. Orta kisim etli ve seker bakimindan zengindir. Tohum silindirik, sert ve bir yüzü boyuncaderin olukludur.

Türkiye’de yetistigi yerler: Memleketimizde Phoenix dectylifera türü örnekleri azdir. Buna karsilik Phoenix canariensis daha çok yetistirilmektedir. Gövde tabaninda sürgünler vermesi ve tohumlarin daha kisa ve siskin olusu ile ayirt edilir. Bati ve Güney Anadolu ve Akdeniz bölgesinde yetistirilmektedir. Memleketimizde yetisenlerin hurma meyvelerinin gidâ bakimindan önemi yoktur, daha çok gölge verici olarak kullanilir.

Kullanildigi yerler: Hurmanin meyvesi tatli ve besleyicidir. Yaklasik % 20 nem ihtivâ eden tâze hurmalarda % 60-65 seker ve % 2 protein vardir. Kurumus hurmalarda seker orani % 75-85 civârindadir. Bir diger hurma çesidi olan Phoemx sylvestris’ten hurma sekeri elde edilir. Ayrica, bedeni ve zihni gelismeyi saglar. Kansere karsi koruyucu oldugu bilinir. Bogaz agrisini keser. Bronsit, öksürük ve soguk alginligi sikayetlerini giderir. Kemik hastaliklarinda faydalidir.

Hünnap: ( (Jujube / Jujubier / Jujube / Çigde / Zizyphus juiba / Zizyphus vulgaris / Chinese date / Jujuba)

Nisan-mayis aylari arasinda, sari renkli çiçekler açan, hos kokulu, 4-5 m yüksekliginde dikenli bir agacin, kirmizi kabuklu, sert çekirdekli, iri zeytin biçiminde ve büyüklügünde bir yemisidir. En dis çeperi derimsi ve ince, pulpasi (yumusak kisim) sari renkli ve tatli lezzetlidir Ünnap da denilir. Bahçelerde yetistirildigi gibi yabânî olarak da bulunur. Asil vatani Suriye’dir. Agacinin gövdeleri silindir biçiminde, esmer kabuklu, çok dallidir.Yapraklar karsilikli 2 sira hâlinde, kisa sapli, diken seklinde 2 küçük yaprakçiklidir.Çiçekler 3-6 tânesi bir arada ve oldukça küçüktür.Çanak yapraklari 5 parçali ve yesil renklidir. Taç yapraklari sari renkli, kivrik olup 5 parçalidir.

Türkiye’de yetistigi yerler:Yerli degildir. Marmara, Bati ve Güney Anadolu’da yetistirilir.

Kullanildigi yerler: Meyveleri tamâmen olgunlastiktan sonra toplanir ve güneste kurutulur. Meyvelerinde seker, tanin ve müsilajli maddeler bulunmaktadir.Çok eskiden beri yumusatici, balgam ve idrar söktürücü ve kabiz edici olarak kullanilmaktadir.

Hüsnüyusuf:(Guguçiçegi / Dianthus barbatus / Iychinide / Bunch pink / Yalinkat karanfil)

Karanfilgiller familyasindan bir çesit süs bitkisidir.

Kullanildigi yerler: Mide üsütmesinden dogan sikayetleri giderir. Iktidarsizlikta da faydalidir.

Ihlamur : (Linde / Tilleul / Linden tree / Linder tree / Tilia / Tilia silvestris / Linden)

Haziran-agustos aylari arasinda beyazimsi-sari renkli, hos kokulu çiçekler açan, yüksek boylu agaçtir. Genellikle ormanlarda tabiî olarak bulunursa da, süs agaci olarak park ve bahçelerde de yetistirilmektedir. Yapraklari sapli, ucu sivri, kenarlari disli, taban kisimlari kalp biçiminde, üst yüzü yesil, alt yüzü beyazimsi yesil ve tüylüdür. Çiçekler, en az üçü bir arada olmak üzere sarkik durumlar teskil eder. Çiçek örtüsü kayik seklinde, sarimsi-yesil renktedir. Meyveleri küre sekilli ve tek tohumludur.Ihlamur agaci filizden iyi büyür. Azami bir sene yasar.

Ihlamurun, kis ihlamuru (T. cordata), yaz ihlamuru (T. platyphyllos), kirmizi ihlamur (T. rubra) ve gümüsî ihlamur (T. tomentosa) gibi türleri bulunmaktadir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara ve Karadeniz bölgesi.

Kullanildigi yerler: Güzel kokulu çiçeklerinden dolayi ve bir gölge agaci olarak yetistirilir. Ihlamur çiçegi yatistirici, idrar verici, gögüs yumusatici ve balgam söktürücü olarak çay halinde kullanilir.Ihlamur çiçegi banyosunun da yatistirici bir özelligi vardir. Balla karistirilip içilirse mide ülserine faydalidir. Kan dolasimini düzenler.

Isırgan: (Brennessel / Ortie / Nettle / Urtica membranacca / Urtica urenus / Urtica diocia)

Mayis-agustos aylari arasinda çiçek açan, 20-100 cm boyunda, virânelik, yol kenarlari ve duvar diplerinde bulunan bir senelik tek evcikli otsu bir bitkidir.Gövdeleri dik, 4 kösemsi, basit veya tabandan îtibâren dallanmistir. Üzerinde yakici tüyleri bulunur.Yapraklar sapli, oval sekilli ve disli kenarli, üst tarafi koyu yesil renkli ve parlak olup, yakici tüylerle kaplidir. Erkek ve disi çiçekler bir arada olmak üzere yapraklarin koltugunda uzunca sapli küçük durumlar teskil ederler.Çiçek örtüsü 4 parçalidir.Meyveleri esmer renkte ve findiksidir.Tohum, yag ihtiva eden bir besi dokuya sahiptir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Hemen hemen bütün Anadolu.

Kullanildigi yerler:Tâze ve güneste kurutulmus dallari kullanilir.Yapraklarinda formik asit ve nitratlar bulunmaktadir. Bu bitkinin yakici tüylerinde formik asit bulundugu birçok yerlerde kayitli ise de tüylerin tasidigi usarede asetilkolin ve histamin vardir. Eskiden romatizma ve siyatikte kullanilirdi. Yapraklarindan hazirlanan infüzyon saç dökülmesine karsi tatbik edilir. Köklerinden sari renkli boya elde edilmektedir. Ayrica, aybasi kanamalarini düzenler, balgam söktürür. Burun kanamasini keser. Haricen tatbik edilirse, çibanlarda faydali oldugu bilinmektedir.

Ispanak: (Spinat / Spinach / Spinacia oleracea)

Kis sebzesi olarak yetistirilen, iki evcikli, kazik köklü, otsu bir bitkidir. Mutedil, serin rutubetli havalardan hoslanir. -5 dereceden sonra zarar görmeye baslar. Kurak ve sicaklik ise yapraklarini sertlestirip tohuma kalkmasini tesvik eder. Bu sebeble ziraati sonbahar ile ilkbahar arasinda yapilir. Bir sap üzerinde salkim durumunda sarimsi renkte çiçekler açar. Çiçeklerin taç yapraklari yoktur. Erkek ve disi çiçekler ayri ayri bitkilerde bulunur. Sâyet ispanak zamaninda toplanmazsa tohuma kaçar ve kartlasir. Memleketimizde sonbaharda ekimi yapilir. Iki-üç ay içerisinde ürün alinir. Kumlu-killi ve gübreli topraklarda iyi ürün alinabilir. Dikenli ve dikensiz tohumlu iki çesidi vardir.

Dikenli ispanak: Tohumlari köseli ve dikenli, yapraklari yirtmaçli, uçlari ise mizrak gibidir. Kisa dayanikli (-8, -10 dereceye dayanir), lezzetlidir.

Dikensiz ispanak: Tohumlari dikensiz, yuvarlakça, yapraklari genis ve yirtmaçsiz ince naziktir. En fazla ekilen bu çesittir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Sebze olarak heryerde yetistirilir. Anavatani Kafkasya ve Afganistan’dir.

Kullanildigi yerler: Içinde A,B,C,D vitaminleri vardir. Proteince de zengindir. Daha çok sebze olarak, pisirilerek veya salata hâlinde yenilir. C vitamini ve demirce zengin bir kis sebzesidir. Vücudun dayanikliligini artirir. Agiz, bogaz ve gögüs hastaliklarinda faydalidir. Hamilelerde özellikle tavsiye edilir. Kansizligi giderir ve ruhi çöküntüyü azaltir.

Itır: (Çobanignesi / Turnagagasi / Pelargonium odoratissimum / Geranium)

Sardunyagillerden, yapraklari güzel kokulu, çiçekleri türlü renklerde bir süs bitkisidir. Kumlu topraklarda yetisir. Yesil kisimlari tüylü ve oyalidir. Çogunun çiçekleri pembe veya beyaz renktedir. Losyon yapiminda kullanilir.

Kullanildigi yerler: Cildi güzellestirir. Ishali keser. Bogaz agrilarini giderir. Mide ve barsak gazlarini söktürür.

İğde: (ölweide / Olivier / Sauvage / Oleaster / Elaeagnus /)

Kisin yapraklarini döken veya dâimâ yesil kalan, çali veya agaç hâlinde olan, çok dallanmis, dikenli veya dikensiz odunsu bitkilerin meyvesine denir. Agacinin, sürgünleri çogunlukla dikenlidir. Tomurcuklari küçük, kisa saplidir. Yapraklar dar, serit hâlinde ve tam kenarlidir. Yapraklar ve sürgünler gümüsî renkli tüylerle örtülmüstür. Haziranda açan çiçekler kisa salkimlar halinde sürgünlerin asagi kisminda kümeler hâlinde yer alir. Çiçeklerin dis tarafi gümüsî beyaz, iç tarafi sari renkte olup, çok hos kokuludur. Igdenin vatani Akdeniz bölgesidir. Kus igdesi adi verilen Eleognus angustifolia, Anadolu’nun hemen hemen her tarafinda yetisir. Bag ve bahçe kenarlarinda çit bitkisi olarak da kullanilir. 7-8 m boylanabilir ve baygin kokuludur. Bu türün meyvesi makbul olmayip, kültüre alinmis olan çesidine, E. angustifolia varyete orientalis denir.

Kullanildigi yerler: Anadolu’da bag ve bahçelerde tatli meyvelerinden dolayi meyve agaci olarak yetistirilmektedir. Meyveleri zeytin meyvesi büyüklügünde ve sarimsi-kahve renginde olup yenilebilir. Bagirsak bozukluklarini ve agiz pasini gidermek için kullanilir.

İncirçiçegi: (Mayisçani / Müge / Convallaria majalis / Muguet)

Zambakgillerden, ok biçimindeki yapraklari arasinda, ince bir sap üzerinde küçük çan biçiminde beyaz çiçekler açan bir süs bitkisidir. Boyu 20 cm kadardir. Çiçekleri beyaz ve üzüm salkimi seklindedir. Yemisleri küçük ve kirmizidir. Kokusu çok güzeldir.

Kullanildigi yerler: Hekimlikte kalp çarpintilari için kullanilir. Ev ilaçlarinda kesinlikle kullanilmaz.

İncir: (Feigenbaum / Figuier / Fig tree / Yemis / Ficus caria / Figue)

Mart-nisan aylarinda çiçek açan, 1,5-6 m yüksekliginde, süt tasiyan iki evcikli bir agaçtir. Yabanî olarak bulunursa da, daha çok yetistirilir. Yemis olarak da bilinir. Erkek bitkiler Ficus carica varyete caprificus (baba incir), disi bitkiler Ficus carica varyete domestica (yenen incir) ismini alirlar. Çiçekler, çukurlasarak armut biçimini almis ve etlenmis olan çiçek tablasinin iç çeperinde toplu bir hâlde çiçek durumlarini teskil ederler. Baba incirin çiçek durumunda çiçek tablasinin agiza yakin kisimda erkek çiçekler, daha asagi kisimlarinda ise mazi çiçegi denilen verimsiz disi çiçekler bulunmaktadir. Yenilmekte olan incirin tozlasmasi mazi böcekleri (Blastophaga grossorum) tarafindan yapilmaktadir. Böcekler yumurtalarini mazi çiçeklerinin yumurtaliklarina birakirlar. Genç böcekler çiçek tablasini terk ederken, çiçek tablasinin agiz kismina yakin bulunan olgun erkek organ basçiklarina süründüklerinden, üzerlerindeki çiçek tozlari ile gitmis olduklari disi bir bitkinin disi çiçegini dölleyebilirler. Olgunlasma esnâsinda çiçek tablasinin çeperiyle, çiçegin taç yapraklari etlenip tatlilasarak incir denen yalanci meyve hâsil ederler. Asil meyveler esmer renkli olan sert çekirdegimsi kisimlardir. Yurdumuzda incir en çok Izmir-Aydin yöresinde yetistirilmektedir. En meshur ve en lezzetli incir de Izmir inciridir. Izmir incirinin disinda seker inciri, mor incir, Sultan Selim inciri, yediveren inciri, kavak inciri ve patlican inciri gibi çesitleri de vardir. Sultan Selim ve kavak inciri Istanbul ve çevresinde yetistirilen mor renkli ve tatli bir incirdir. Incirin kurutulmusu da çok degerli olup, iyi bir besin kaynagidir. Kuru incirlerin de ince kabuklu ve çok tatli olan “sari lop” ve kalin kabuklu hafif yesilimsi “gök lop” gibi çesitleri vardir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Ege veAkdeniz bölgesi.

Kullanildigi yerler: Incir meyvelerinde seker, organik asitler, sâbit yag ve vitaminler (A,B,C) vardir. Meyveleri gerek yas olarak gerek kuru olarak yenmektedir. Kuru meyveler balgam söktürücü olarak, yumusatici olarak kullanilir. Halk arasinda sütle kaynatilan incir ses kisikligina karsi kullanilir. Incir, kalbe ferahlik verir. Kuluncu ve sindirim organi sancilarini giderir. Ayrica, yas dallari kirildiginda akan sütümsü beyaz sivi, nasir ve sigillere sürülürse tedavi eder.

İtüzümü: (Köpeküzümü / Yandiran / Solanum nigrum / Black nightshade / Morelle noire)

Patlicangillerden, ormanlarda yetisen bir bitkidir. Çiçekleri beyaz, meyveleri parlak beyazdir. Meyvesi, yapraklari ve çiçekleri kullanilir. Bir uzman tavsiyesi olmadan, ev ilaçlarinda kullanilmamasi gerekir. Bir uzman tavsiyesi olmadan, ev ilaçlarinda kullanilmamasi gerekir. Tibbi tedavide sik kullanilan ve fazla alindigi zaman öldürücü bir zehir olan atropin maddesi içerir.

Kullanildigi yerler: Romatizmal ve mafsal agrilarini keser. Aybasi düzensizligini ve rahim hastaliklarini giderir.

İzlanda Likeni: (Izlanda yosunu / Lichen d'Islande / Lichen Islandicus)

Parmeliaceae adi verilen bir çesit yosundur. Daglarda ve ormanlardaki kayalarin üzerinde bulunur. Zeytinyesili renginde, dantel gibi tirtili parçalar halindedir. Yaz aylarinda toplanip kurutulur. Müsilajli ilaç yapiminda kullanilir. Terkibinde "Lichenin" "Dekstrolikenin" ve "Cetrarin" vardir.

Kullanildigi yerler: Gögsü yumusatir, öksürügü keser. Barsak bozukluklarini giderir.

Kabak : (Küerbis / Courge / Gourd / Cucurbita / )

Bir yillik, sürünücü otsu bir bitki. Gövdeleri tüylü sürünücü olup, silindir biçimindedir. Kökleri uzun ve ig seklindedir. Yapraklar tüylü, büyük, böbrek veya kalp seklinde, bes parçali, uzun saplidir. Çiçekler tek eseylidir. Erkek çiçekler sarimsi renkte büyük, disi çiçekler daha küçüktür. Meyveleri çesidine göre küremsi, silindir veya yumurtamsi sekillerde ve saplidir. Meyve kabugu ince veya kalin, yumusak veya serttir. Meyveleri çok tohumludur. Kabak, bir sicak ve mutedil bölge bitkisidir. Memleketimizde birçok kabak türü ve bunlarin varyeteleri ekilmektedir. Bilhassa sakiz kabagi (Cucurbita pepo) ve kestane kabagi (C. maxima) veya helvaci kabagi önemli olup tibbî olarak da kullanilmaktadir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Memleketimizde kültür olarak yetistirilir.

Sakiz kabagi (C. pepo): Gövdeleri boyunca keskin çizgili, yapraklari bes sivri parçalidir. Meyveleri silindir veya yumurtamsi olup, kalin ve sert kabukludur. Beyaz etli, makbul bir kabaktir. 20-30 cm kadar uzunluktadir.

Kestane kabagi-Helvaci kabagi (C. maxima): Gövdeleri silindir biçiminde, yapraklari böbrek seklinde ve tüylüdür. Meyveleri basik küremsi, sapli, ince kabukludur. Pisirildiginde kabuklari yumusar ve zar gibi soyulur. Kirmizi etli kisminda sekerli ve nisastali maddeler vardir. Yemegi ve tatlisi yapilir.

Kullanildigi yerler: Her iki türün tibbî olarak kurutulmus tohumlari kullanilir. Tohumlarinda sâbit yag ve peporesin vardir. Tohumlari (çekirdekleri) tenya ve kurt düsürücü olarak bilhassa çocuklarda kullanilmaktadir. Tohumlar dis kabuklarindan ayrilarak dövülür, sekerle karistirilarak verilebilir. Ortalama doz çocuklarda 40 gr büyüklerde takriben 100 gr’dir. Kabak çok besleyici özelliktedir C ve B1 vitamini ihtiva eder. Pisirilen etli kismi yiyecekten baska çiban ve sis yerlere lapa olarak da tatbik edilir.

Diger kabak çesitleri sunlardir:

Bal kabagi: Kestane kabaginin bir cinsidir. Eti saridir.

Lif kabagi (Luffa cylindrica): Meyvelerinin iletim demetleri sik bir ag teskil eder. Bu sebeke, meyve soyulup kurutulduktan sonra, sünger gibi kullanilir.

Su kabagi (Lagerneria vulgaris): Meyvelerinin yarisi siskin, yarisi dardir. Bu sebepten su kabi olarak veya ortadan boyuna kesilip kurutulduktan sonra masrapa seklinde kullanilmaktadir.

Dikenli kabak (Sechium edule): Vatani Orta Amerika olan, memleketimizin güney bölgesinde yetistirilen çok yillik bir bitkidir. Meyveleri etli ve büyük bir armut seklinde, bes dilimlidir. Içinde bir büyük tohum vardir. Meyveleri pisirildikten sonra sebze olarak yenir.

Kabakkulakotu: (Lohusaotu / Venüsçiçegi / Aristolochia)

Ikiçeneklilerden, 70-80 cm boyunda, ince sapli tirmanici bir bitkidir. Çiçekleri koyukahverengidir. Kötü bir kokusu vardir.

Kullanildigi yerler: Idrar söktürür. Aybasi (adet) kanamalarinin düzenli olmasini saglar.

Kafur: (Kafur / Camphree / Camphora)

Tabiatta birçok bitkide bulunur. Tipta kullanilan kafuru, "Cinnamomum camphorea" agacinin odunu, su buhariyla distile edilerek elde edilir. Kafuru, renksiz, seffaf, billuri yapili gevrek parçalardir. Kokusu hususi ve keskin, lezzeti sonradan serinlik veren, aci ve yakicidir. 204 santigrat derecede kaynar. Oda sicakliginda uçar. Suda çok az erir. Alkol, eter ve kloroform benzeri maddelerde daha çok erir.

Kullanildigi yerler: Kan dolasimini kuvvetlendirir. Beyni ve sinirleri uyarir. Solunum sistemini uyarir. Bronslarin ifrazatini artirir. Ispirto ile karistirilmis kafuru saçta kepek olusumunu keser. Akciger hastaliklarinda faydalidir.

Ürünlerimiz arsında bulunan isveç iksiri'nin yapımında da kullanılmaktadır

Kahkahaçiçegi: (Sahilkahkahasi / Çitsarmasigi / Gündüzsafasi / Convolvulus persicum / Liseron / Bindweed)

Çitsarmasigigiller familyasindan, uçlari mavi çizgili beyaz çiçekler açan bir çesit sarmasiktir.

Kullanildigi yerler: Kabizligi giderir, hazmi kolaylastirir.

Kahve: (Coffea / Kaffee / Café / Coffee )

Vatani Afrika olan fakat bugün tropikal bölgelerde yetistirilen küçük boylu agaç ve agaççiklar. Kisin yapraklarini dökmez, çiçekleri beyaz, meyveleri 1-2 tohumlu olup kirmizidir. Yabânî olarak yetisen kahve agaçlarinin boylari 5-7 m oldugu hâlde kültür olarak yetistirilenlerin boylari 2-3 metreyi geçmez. Kahve agaçlarinin en iyisi Arabistan’da yetisenidir. Kahve, insanlar tarafindan ilk olarak Habesistan’da 3. yüzyilda yetistirilmeye ve kullanilmaya baslanmistir. On sekizinci yüzyilda Mekke’ye hacca giden Habesistanlilar, kahveyi Arabistan’a ve bütün Müslüman âlemine tanitmislardir. Böylece Müslümanlar tarafindan bilinen ve kullanilan kahve, Osmanlilar zamâninda Avrupa’da görevli elçiler yoluyla önce Venedik, Ingiltere, Fransa’ya daha sonra da, bütün bati devletlerine tanitilmistir. Kahve, en çok Habesistan, Libya, Brezilya, Meksika, Hindistan, Arabistan ve Orta Amerika’da yetistirilir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Tabiî olarak yetismez. Kültürü yer yer yapilir.

Kullanildigi yerler: Kahve çekirdeklerinin kavrulup dögülmesinden ve sicak suyla kaynatilmasindan meydana gelen içecek “kahve” olarak bilinir. Kahvenin bilesiminde en önemli olarak kafein alkoloidi vardir. Kafeinin az miktarinin damarlari genisletmek sûretiyle uyarici etkisi vardir.Kalbi kuvvetlendirir, sindirimi kolaylastirir, böbrek damarlarini genisleterek idrari çogaltir, solunumu hizlandirir. Kani beyne çekerek, beynin faaliyetini arttirir ve narkotiklerle zehirlenmelere karsi kullanilir. Fazla miktarda alindiginda uyarici etki fazlalasir, kalbin çarpintisini arttirir, kulaklarin uguldamasina sebeb olur. Çok fazla alinirsa ölümle sonuçlanir. Kahvede az miktarda protein, yag ve sakkaroz bulunur. Kahve, ya çekirdek olarak veya çekilmis olarak (kavrulup-ögütülmüs) olarak satilir. Kavrulup ögütülmüs kahve çabuk bayatladigindan, daha çok çekirdek kahve tercih edilir.

Kahvenin içimi: Kahvenin içecek olarak hazirlanmasinda her memleketin kendine göre usûlleri vardir.Memleketimizde “Türk kahvesi” veya “alaturka kahve” diye meshur olan kahve söyle hazirlanir:

Tâze olarak kavrulmus ve çekilmis kahve kullanilir.Türk kahvesinde en önemli özellik bol köpüklü olmasi ve cezvelerde pisirilmesidir. Cezveye önce kahve ve istege göre (az-orta-sekerli) seker konulur. Sonra soguk su ilâve edilir, iyice karistirilip kaynatilir, köpügü tasmadan fincanlara servisi yapilir.

Alafranga veya memleketimizde neskafe olarak bilinen kahveler ise, birtakim islemlerden geçirilir. Iri veya ince çekilmis kahve tânelerinin üzerinden kaynar su geçirilir. Sonradan içersine süt, krema gibi bâzi maddeler ilâve edilir. Suyu uçurulur. Ticârette kavanozlar içerisinde toz olarak, piyasaya sevk edilir. Içilirken de üzerine sicak su, süt, seker ilâve edilerek içilebilir. Kahve ihtiyaçtan fazla alinirsa insanda uykusuzluk, çarpinti, asiri decede sinirlilik meydana getirir.

Facebook'ta Yayınla>
Soru / Yorum Eklemek İçin Tıklayınız
..:: Sorular / Yorumlar ::..
Henüz yorum eklenmemiştir. Yorum Eklemek için Tıklayınız.
Ne? nedir? Nasıldır? Nasıl yapılır? Ne zaman yapılır?
Copyright - Tarım Kütüphanesi - 2007