İçme ve kullanma sularında bazı kimyasalların önemi
Ercüment TURGUT
Ziraat Mühendisi

Su hayatın vazgeçilmez bir kaynağıdır. İnsanlar tarih boyunca, suya en yakın ulaşabilecekleri su kaynaklarına ve akarsu boylarına yerleşim alanları kurmuşlardır. Nüfusun hızla artması, kentleşme ve sanayileşme ile birlikte su tüketimi gün gittikçe artmaktadır.Buna paralel olarak evsel, sanayi ve tarımsal kirleticilerden dolayı su kaynaklarındaki su kalitesi düşmektedir.

İçme ve kullanma suları, toplum tarafından içme, yemek yapma, temizlik ve benzeri işler için kullanıldığından hijyenik sular olarak adlandırılmaktadır. Bu sularda kimyasal parametrelerden olan, nitrit, nitrat, toplam sertlik, florür ve amonyak, belli değerleri aştığında su kalitesini ve insan sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir.

İçme ve kullanma sularında nitrit: 0.50 mg/L ; nitrat: 50 mg/L değerlerini aşmamalıdır. Sularda nitrit ve nitratın kaynağı, arıtılmamış atık sular, organik maddeler, azotlu gübreler ve tabiattaki bazı minerallerdir. Nitrit içme sularında kesinlikle istenmez. Güneş ışığı ve bazı bakteriler nitratları nitrite dönüştürebilmektedir. Nitrit ve nitrat kanser oluşumunu artırabilmektedir. Nitrat insanlarda kalıtsal bozukluklara, yetişkinlerde yüksek tansiyon ve altı aydan küçük bebeklerde methemoglobinemi (mavi bebek hastalığı)’ye sebep olabilmektedir.

Florür ise maksimum 1.5 mg/L olmalıdır. Bu değeri aştığında, dişlerde kahverengi lekeler oluştuğu , diş çürümelerini artırdığı ve kemik yapısında bozulmalar meydana getirdiği tespit edilmiştir.

Sularda sertlik, toprak ve kayalardaki alkaliti minerallerin parçalanması veya direk olarak bulaşması yoluyla olabilmektedir. Yumuşak suların içimi kolay ve lezzetlidir. Sert su kullanıldığı durumlarda kemiklerde kireçlenme meydana getirmektedir. Kullanılan cihazların ömürlerini kısaltmakta ve suyun kalitesini düşürmektedir.

Amonyak sularda genelde amonyum halinde bulunmaktadır. Amonyak genelde kimyasal ve fiziksel olaylar veya mikroorganizmalar sonucu oluşmaktadır. Amonyak tek başına sağlığa olumsuz etkide bulunmamaktadır. Ancak; organik maddelerinde suya karışmış olabileceği ihtimali bakımından kirlilik öğesi olarak kabul edilmektedir. 0,5 ppm’den büyük değerdeki amonyak kirliliğin belirtisidir.

Yukarıda belirtilen kimyasal parametre değerlerinin uygun olup olmadığı laboratuvarlarda analiz yaptırılarak tespit edilebilmektedir. Bu analizler ve suyun kalitesini belirleyen diğer kimyasal, mikrobiyolojik ve fiziksel analizleri Laboratuvarımızda (Konya İl Kontrol Lab. Müd.) teknolojik cihazlarla yapılmaktadır.

Günümüzde her kalitedeki suyun arıtılmasıyla istenilen kalitede su meydana getirmek mümkündür. Amerika ve Avrupa’ da kanalizasyon sularının arıtılarak içme suyu meydana getiren sistemler mevcuttur.Yalnız arıtma sistemleri yüksek maliyet gerektirmektedir.

Sonuç olarak içme ve kullanma sularının kalitesini korumak ve yükseltmek için belediye ve sanayi kuruluşları gibi işletmelerin arıtma tesisleri kurması, çiftçilerin ve toplumun bu konularda eğitilmesi gelecekte de kaliteli içme ve kullanma suyunun temininde sıkıntı yaşanmamasını sağlayacaktır.

Facebook'ta Yayınla>
Soru / Yorum Eklemek İçin Tıklayınız
..:: Sorular / Yorumlar ::..
Henüz yorum eklenmemiştir. Yorum Eklemek için Tıklayınız.
Ne? nedir? Nasıldır? Nasıl yapılır? Ne zaman yapılır?
Copyright - Tarım Kütüphanesi - 2007